Merhaba, bugün sizleri yüz iki yıl öncesine götürmek istiyorum. Bundan yüz iki yıl üç gün önce 16 Mayıs 1919 tarihinde ordumuz dağılmıştı ve ülkemiz emperyalist güçler tarafından işgal edilmekteydi; İngilizler, Fransızlar, İtalyanlar kendilerine pay almak adına adeta yarış halindeydiler. Yunan ordusu her an Samsun ve Trabzon’a ayak basabilirdi bu sayede Pontus Devleti de rahatlıkla kurulacaktı. Samsun stratejik açıdan önemli bir noktada bulunuyordu ve Karadeniz’den Orta Anadolu’ya açılan en iyi yollardan bir tanesiydi. Samsun’da Rum çeteler ve Türk halkı arasında çatışmalar yaşanıyordu, çeteler köyleri basarak Türkleri öldürmekteydiler. Ülke ciddi bir Yunan işgali altındaydı. Mevcut hükümet istifa etmiş yerine yeni hükümet kurması için Damat Ferit Paşa görevlendirilmişti.
Bu olaylara son vermesi düşüncesiyle başarılı bir kumandan arayışına girildi o sırada padişah yaverliği yapan Mustafa Kemal Paşa, Samsun ve çevresinde başlamış olan bu isyanları bastırmak amacıyla görevlendirilmişti. Mustafa Kemal de zaten Anadolu’ya geçmek için fırsat kolluyordu bu yüzden teklifi hemen kabul etti. O’nun bu yoldaki asıl hedefinin bir kurtuluş hareketi başlatmak olduğunu kimse bilmiyordu. İngilizler Bandırma vapurunun yola çıkmasına izin vermişlerdi vermesine ama asıl hedefleri onu Karadeniz’de batırmaktı. Mustafa Kemal bu bilgiyi Rauf Orbay’dan almış olmasına rağmen bir an bile tereddüt etmedi ve emin olduğu bu yolda ilerlemeye devam etti. O, ülkenin kurtuluşu için ölümü çoktan göze almıştı.
16 Mayıs 1919 sabahı bir vapur kalktı İstanbul’dan; ”Bandırma vapuru”..
Bu vapur esasında oldukça eski ve yaşlıydı üstelik Karadeniz’e de hiç çıkmamıştı. Karadeniz’in o hırçın sularına karşı duracak güce sahip olup olmadığı meçhuldü. Yükü de epey ağırdı; bayrağımızı, vatanımızı ve hürriyetimizi taşımaktaydı. İngilizler vapurun yola çıktığı haberini alır almaz harekete geçtiler, Mustafa Kemal Paşa ve kaptan İsmail Hakkı Bey onların söylediği rotayı değil de kendilerinin belirlemiş olduğu rotayı takip ettiler bu sayede İngilizler vapurun izini çok geçmeden kaybetmişlerdi. Üç gün süren bu yolculukta vapurda yirmi iki kurmay ve yirmi beş askeri mürettebat bulunuyordu. Mustafa Kemal Paşa’nın kalbi Karadeniz’in hırçın suları arasında vatan aşkıyla atmaktaydı.
Üç gün süren bu yolculuğun ardından 19 Mayıs 1919 tarihinde sabaha karşı bir ses duyuldu, işitilen bu ses Bandırma vapuruna aitti. Bu ses; umudun sesiydi gelen ise Çanakkale Savaşı’nın kahramanı Mustafa Kemal Paşa’ydı. Vapur şehre iner inmez Samsun üzerinde bir ışık yükselmişti ve yükselen bu ışık uzun zamandır karanlığa hapsolmuş olan Anadolu halkının kaderini değiştirmek üzereydi. Tüm sokaklar sevinç çığlıklarıyla adeta dolup taşıyordu. İsmail hakkı kaptan kırk yedi kişiden oluşan askeri mürettebatı sağ salim Samsun’a getirmenin haklı gururunu yaşamaktaydı.
Bundan yıllar sonra hazırlanacak olan bir ansiklopedi için Atatürk’ün bir biyografisi istenir ve özellikle doğum tarihi sorulur. Zübeyde Hanım Mustafa Kemal’in doğduğu gün için ; ‘’ 1881 yılı sıcak bir mayıs ayı idi’’ ifadelerini kullanmıştı. Mustafa Kemal Paşa, bir gün Afet İnan’a doğum günü ile ilgili olan bu olayı anlattıktan sonra ‘’Bu tarih neden 19 Mayıs olmasın’’ demiştir. Bundan sonra da kendisine doğum tarihini soran herkese 19 Mayıs cevabını vermiştir.
19 Mayıs bir devrimin ayak sesleridir, Bandırma vapuru ile yollara düşen Mustafa Kemal Paşa’nın doğum günüdür. ‘’Ya İstiklal Ya Ölüm!’’ diyerek kurtuluş savaşını başlattığı gündür. 19 Mayıs; Cumhuriyetin temellerinin atıldığı, bir milletin kaderinin yeniden yazıldığı gündür. İsyandır, direniştir, uyanıştır, uyandırılıştır, Atatürk’tür 19 Mayıs.
“Gençler! Benim gelecekteki emellerimi gerçekleştirmeyi üstlenen gençler! Bir gün bu memleketi sizin gibi beni anlamış bir gençliğe bırakacağımdan dolayı çok memnun ve mesudum.”
Bugün Mustafa Kemal Paşa’nın ülkenin umudunu ve geleceğini Türk gençliğine bağladığı gündür. Bugün benim doğum günüm, senin doğum günün bizim doğum günümüzdür.
Atatürk’ü Anma Gençlik Ve Spor Bayramımız Kutlu Olsun..