KADINLAR ve EMEK demek istiyorum.
Kadınlar biraz büyüyünce annesine, eve yardım eder emek verir. Bazen bu yardımdan öte görev halini bile alabilir. Sonra evlenir kocasına, kocasının ailesine, çocuklarına emek verir. Ve kadın bunları yapan ve ömrümün sonuna kadar da bunları yapabilecek biriyim inancına kapılandır. Yüzyıllardır durum maalesef buydu.
Bu filmde de kadın yıllarca ailesine, kocasına, çocuklarına hizmet eder çocukları evden gidince de kocasına hizmet etmeye devam eder. Bütün hayatını buna adayan kadın bir gün kocasını kaybedince öylece, bomboş kalıverir ortada. Kendini adadığı, her şeyi olduğunu düşündüğü adam gitti ve o ne yapacağım sorusuyla karşı karşıya kaldı.
O da en iyi bildiği hatta tek bildiği şey olan kocaya hizmet etmek için yeniden evlenmeye karar verir. Ama tabi ki karısı ölen adamın evlenmesi ne kadar normalse kocası ölen kadının tekrar evlenmesi de o kadar anormal.
Kadın bu fikirde çok kararlı ve görüşmeye gittiği, evlenmek istediği adam ona; ikinci baharının yeni bir evlilik ve ona adanmışlık olmaması gerektiğini, kendisinin istediği şekilde yaşamını çizebileceğini yani bir insan ve bir kadın olduğunu hatırlatıyor.
Ve her güçlü kadın gibi bu kadında herkese ve her şeye inat kendi yolunu kendi çiziyor.
Tüm güçlü kadınlara güçlü kalması dileğiyle.
#güçlükadınlargüçlüyarınlar
