Senaryoda Temel Hikaye

Senaryoda Temel Hikaye

Birkaç gündür yeni bir dizi için bir temel hikaye oluşturmaya çalışıyorum. Ben senaryo ile inşaatı çok benzetirim birbirine. Derslerde de genellikle senaryo yapısı anlatırken inşaatla karşılaştırırım. Senaryodaki temel hikaye de bu bağlamda girişilecek bir inşaat için ön hazırlık taslağına çok benzer. İnşaatı arsanın neresine oturtacağınıza, nasıl bir temel kazmanız gerektiğine, bu temele göre çıkacağınız katların iç ve dış görünümüne, odaların, banyonun, mutfağın, balkonların yerine varana kadar hesaplı, kitaplı ama taslak halinde çalıştığınız yerdir ön hazırlık. Bu ön hazırlık sayesinde belki 30, belki 50 yıl oturulacak bir bina inşa edersiniz. Senaryoda da bunun karşılığı temel hikayedir. Karakterlerinize, onların detaylı analizlerine, yaşadıkları bölge ve hanelere, doğumdan ölüme kadar hayatlarına, onları fazlasıyla etkileyen olaylara, dizinin başlamasına sebep olan ana olaya, ana olayın getireceği geleceğe, bu gelecekte yaşananlara, ilişkilere, travmalara, hatta doğumlara ve ölümlere varana kadar hesaplı, kitaplı ama taslak halinde çalıştığınız yerdir temel hikaye. Bu hikaye sayesinde 30, 50, belki 200 bölüm seyredilecek bir dizi inşa edersiniz. Bir inşaatta daha taslak hazırlarken binanın bitmiş halini nasıl gözünüzde canlandırabiliyorsanız senaryoda da finali kurmanız ve gözünüzde canlandırmanız gerekir. İşte bu yüzden senaryo oluşturmanın en önemli safhası başlangıç ve temel hikayedir.

Bir diğer bakış açısıyla temel hikaye, inşaatın taşıyıcı kolonlarıdır. Doğru kurulması, doğru yerleştirilmesi ve doğru beslenmesi gerekir. İnşaattaki her bir kolon temel hikayede yeni bir açılıma denk gelir. Temeli yaşam olan senaryonuzu tasarlarken kendi yaşamınızı getirin gözünüzün önüne. Tekdüze yaşadığını sananlar için bile yaşamın fark ettiğimiz ya da edemediğimiz, kullandığımız ya da es geçtiğimiz bir sürü fırsatı veya sapağı vardır. Hangimiz yıllar sonra ”O basit gördüğüm teklifi kabul etseydim bugün şuradaydım” ya da ”O gün o yolculuğa çıkmasaydım bugün hayatımda sen olmayacaktın” tarzı olumlu ya da olumsuz saptamalar yapmayız ki. İşte senaryonun her olumlu ya da olumsuz saptaması ve bunların yaşama kattığı olumlu ya da olumsuz devinimler bir inşaatın taşıyıcı kolonlarıdır ve genel hikayeniz, kahramanlarınızın bu keskin dönemeçler karşısında takınacakları tavırlarla, galibiyet ya da mağlubiyetleriyle, başlangıç ya da bitişleriyle şekillenir, boyut kazanır ve ilerler.

Sağlam ve çürük genel hikaye yapısıyla hayata gözlerini açan dizi ya da filmleri her gün televizyon ya da sinemada izliyor, her ikisinin de örneklerini sıklıkla görüyoruz. Özellikle dizi izlerken bazen ”yürümez bu” diyoruz kendi kendimize. Nereye gitmesi gerektiğini düşünüyor ama bir türlü altından kalkamıyoruz. Hikayeler birdenbire hiç umulmadık bir yöne evriliyor, kötü karakterler ansızın melek olmaya karar veriyor, iki, üç kez görüp, neresinden girecek acaba ana hikayeye diye düşündüğümüz bir karakter sorgusuz sualsiz ortadan kayboluveriyor, ana karakterler şimdi romantik bir an yaşarlarken abuk sabuk bir sebeple belki 27’nci kez ayrılıyor, bir bölüm misafir oyuncu olarak hikayeye dahil olan bir karakter, beğenildi diye bir yama gibi dizinin tam göbeğine yerleşmeye çalışıyor, daha en başta final olarak gösterilen bir sahne varken dizi, içindeki hatalı gelişmeler sonucu bambaşka bir tarafa gidip bir türlü istenen yere dönemiyor, romantik başlayan erkek karakter azılı maçoya, ürkek başlayan kadın karakter Erkek Fatma’ya hem de birkaç bölümde dönebiliyor  ve işte temelsiz, çürük ve yeterli karakter analizi ile yeterli hikayesi kurulmamış birçok dizi daha ilk bölümlerinde televizyon dünyasına veda ediyor.

Birkaç gündür yeni bir dizi için bir temel hikaye oluşturmaya çalışıyorum. Dizi senaryosunun en zor kısmının burası olduğunu biliyorum. 3 Bölümü muhteşem kurup, ”nasıl olsa devamını getiririz” dememek için uğraşıyorum. Senarist kardeşlerime, meslektaşlarıma da yalvarıyorum. Ne olur en çok burada zorlanın. Sağlam hikaye ve sağlam karakterler kurmadan ”nasıl olsa devamını getiririz” diye ilk 3 bölüme abanmayın. Devamını, her bir sapmayı, önemli detayları ve finali bilin. İnsan, geleceğini kendi davranış ve kararlarıyla kendisi kurar. Sizin karakterleriniz de sizin çabanızla kendi geleceklerinin kurulmasını bekliyorlar.

Onlara, kendinize, diziye ve izleyiciye ihanet etmeyin. DÜŞÜNÜN.

Sabri Saydam
Senarist/Yönetmen
Subscribe
Bildir
0 Yorum
Inline Feedbacks
Tüm yorumları gör
Önceki
Anlamın Anlamsızlığını, Hiçlikle Anlatan Yazar: Samuel Beckett
Anlamın Anlamsızlığını, Hiçliğin İçini Doldurarak Anlatan Yazar: Samuel Beckett

Anlamın Anlamsızlığını, Hiçlikle Anlatan Yazar: Samuel Beckett

Sonraki
İzmir’liysen Güzelsin

İlginizi Çekebilir

kooplog'dan en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerez (cookie) kullanıyoruz.