İşsiz geçen gün sayısı: 20
Aileyle geçen karantina gün sayısı: 13
Sonunda günlerdir merakla beklediğim, izlenecekler listemde en üstte çizilmeyi bekleyen dizinin yeni sezonu geldi : LA CASA DE PAPEL !!
Ben malesef internetin azizligi nedeniyle henuz 4. bölüme kadar gelebildim ama en acilinden diger bölümleri de su gibi içeceğime emin olabilirsiniz.
Bu diziyle ilgili “ilk sezondan sonra bozdular iyice yeaaaa” diyenler var elbet ama bence hala ve hala çok heyecanli gidiyor. İlk sezondaki tadı alamamız çok normal çünkü, ilk sezonda profesörün bir master of fakes olduğunu bilmediğimizden her gördügümüz ayrıntı bizi hayrete düşürüyordu; ama şimdi herhangibir anda çok iyi biliyoruzki profesörün elbette bu durumla ilgili de bir planı vardır. Artık bizi şaşırtan tek şey planın kendisi oluyor.
4. Sezonu nasıl beklediğimi etrafımdakiler bilir. “Canim Nairobi’m ne oldu? öldü mü kaldı mı? ” kafamda deli sorularla bekleyip durdum. Neyseki yeni bölümler sonunda geldi. Gözler karizmatik Berlin’le şenlendi 😉 Sizinki kimdir bilmiyorum ama daha ilk sezondan beri Berlin’in karizmatikligi nedeniyle benim favorim odur.
Spoiler vermeyeceğim ama size şunu söyleyeyim; -izledigim bölumlere kadar yapıyorum bu yorumu- artik Rio’nun ergenliğinden bıktım usandım. Şu çocugu atın yahu gruptan ne bok yerse yesin..
Sanırım sezonu bitirdikten sonra baska bir yazida spoiler uyarisiyla tüm yorumlarımı yazacağım..
Kalbinizin sahibine emanet olun🤟