Önümüzdeki günlerde “Gelecek birkaç gün dijital hayat durabilir” gibi haberlerle karşılaşırsanız şaşırmayın çünkü Güneş çevrimi başlıyor. Bu yazımızda Güneş çevrimini detaylı bir şekilde inceliyoruz.
Güneş çevrimini detaylı incelemeden önce Güneş’ten yani Dünya üzerindeki yaşamın hemen hemen tamamının var olmasını sağlayan yıldızımızdan söz edelim.
Bildiğiniz üzere Güneş, Güneş Sisteminin merkezinde yer alan Dünya’ya en yakın yıldızdır. Orta büyüklükte bir “sarı cüce” olan Güneş, tek başına Güneş Sistemi‘nin kütlesinin yaklaşık % 99,8’ini oluşturur ve adeta büyük termonükleer bir reaktör gibi çalışır. Güneş’in enerjisi, çekirdeğinde sürekli devam eden bir nükleer füzyon, yani iki hidrojen (H) atomunun birleşip Helyum (He) atomunu oluşturması sırasında açığa çıkan enerjiden gelir.
Güneş’in üzerinde gördüğünüz adeta “dışarı fışkıran alev” gibi görünen uzantılar Güneş rüzgarı olarak da adlandırılan Güneş’in yüzeyinde fırtınalardır ve korona adı verilen üst atmosferden salınan yüklü parçacıkların akışıyla oluşur. Bu parçacıkların büyük çoğunluğu, Güneş’in devasa çekimi sebebiyle, Güneş’e geri dönse de bir kısmı, sahip oldukları yüksek hızla, çok uzak mesafelere ulaşır. Güneş rüzgarları Dünya’da ve Güneş Sistemindeki diğer gök cisimlerinde gözlemlenen çeşitli olayların da sorumlusudur. Dünya’nın manyetik alanı Güneş rüzgarıyla gelen yüklü parçacıklara karşı kalkan görevi görür. Ancak bu yüklü parçacıkların bir kısmı yine de Dünya’ya ulaşmayı başarır. Bu parçacıklar atmosfere girdiklerinde hava molekülleri ile etkileşime geçerler ve hava molekülleri farklı renkte ışıldayarak aurora dediğimiz doğa olayını meydana getirir.
Güneş lekeleri olarak adlandırılan yüzeydeki koyu bölgeler çok yüksek manyetik alanlara sahiplerdir ve diğer yerlere göre daha az sıcaklığa sahiptirler. “Leke” olarak adlandırılmaları da çevrelerine göre daha “soğuk” olmalarından kaynaklanmaktadır. Güneş lekeleri genellikle sadece birkaç günde veya en geç birkaç ayda yok olurlar; kalıcı değillerdir. Güneş yüzeyinde hareket ederler ve bulundukları bölgelerin fiziksel özelliklerine bağlı olarak daralıp genişleyebilirler. Güneş yüzeyinde oluşan patlamaların ve “püskürmelerin” çoğunluğu Güneş lekelerinin olduğu alanlarda gerçekleşir. Günümüzde güneş lekelerinin 11 yıllık periyotlar halinde azalıp çoğaldıklarını biliyoruz.
Yaklaşık her 11 yılda bir, Güneş’in manyetik alanı tamamen tersine döner. Bu, Güneş’in kuzey ve güney kutuplarının yer değiştirdiği anlamına gelir. Elektrik yüklü sıcak gazdan oluşan Güneş’te, bu yüklü gaz hareket ederek güçlü bir manyetik alan oluşturur. Güneş’in manyetik alanı, böylece Güneş çevrimi adı verilen bir döngüden geçer.
Güneş çevrimi, Güneş’in manyetik alanlarının neden olduğu Güneş lekeleri gibi Güneş yüzeyindeki aktiviteyi etkiler. Manyetik alanlar değiştikçe, Güneş’in yüzeyindeki aktivite miktarı da değişir.
Güneş çevrimini izlemenin bir yolu, Güneş lekelerinin sayısını takip etmektir. Bir güneş çevriminin başlangıcı, Güneş’in en az Güneş lekesine sahip olduğu zamandır ve “solar minimum” olarak adlandırılır. Solar minimum sırasında Güneş aktivitesini yönlendiren manyetik alan düzenlidir. Zamanla Güneş aktivitesi ve Güneş lekelerinin sayısı artar.
Güneş çevriminin ortası, yani Güneş’in en çok Güneş lekesine sahip olduğu durum da “solar maksimumu” olarak adlandırılır. Güneş maksimumu sırasında, Güneş aktivitesini yönlendiren manyetik alan karışıktır. Döngü sona erdiğinde, solar minimuma geri döner ve ardından yeni bir döngü başlar.
Bu çevrimler sırasında Güneş leke aktivitesi çevrimine tam uymayan bir dağılıma sahip koronal delik olarak adlandırılan yapılar gözlemlenir. Koronal delikler, Güneşin X-ışınlarında gözlenmesi sırasında geniş kara delikler halinde görülen, aylar hatta yıllarca sürebilen değişken Güneş olaylarıdır. Bu “delikler” aktivite çevriminin bütün evrelerinde, Güneşin kuzey ve güney kutuplarında sürekli olarak görülürler.
Güneş üzerindeki Güneş patlamaları ve koronal kütle püskürtmeleri gibi dev patlamalar da Güneş çevrimi sırasında artar. Bu patlamalar sırasında uzaya gönderilen güçlü enerji ve maddeler Dünya üzerinde radyo iletişimlerinde kesintilere neden olabilir. Hatta daha büyük boyuttaki patlamalar, Dünya’daki elektrik şebekelerini bile etkileyebilir.
Bazı çevrimlerin çok fazla Güneş lekesi ve aktivite ile maksimum değerleri vardır. Diğer çevrimlerde çok az Güneş lekesi ve çok az aktivite olabilir. Bilim insanları, Güneş çevrimlerinin gücünü ve süresini tahmin etme yeteneğimizi geliştirmek için bir çok araştırma yaparlar. Yapılan bu çalışmalar, Güneş’te meydana gelen olayların Dünya ile Güneş arasındaki gezegenler arası uzay bölgesi, Dünya atmosferi ve manyetik alanı üzerindeki etkileri olarak adlandırılan uzay havasının tahminine yardımcı olur.
GÜNEŞ ÇEVRİMİNİN TEHLİKELERİ
Güneş çevriminin tahmini Dünya üzerindeki radyo iletişiminin korumasına ve NASA’nın astronotları da güvende tutmasına yardımcı olabilir. Güneş aktivitesi uydu elektroniklerini etkileyebilir ve kullanım ömürlerini sınırlayabilir. Uluslararası Uzay İstasyonu‘nun dışında çalışan astronotlar için de radyasyon tehlikeli olabilir. Bilim insanları Güneş çevriminde aktif bir patlama tahmin ederlerse, uydular güvenli moda geçirilir ve astronotlar uzay yürüyüşlerini ertelerler.
Bundan 400 yıl kadar önce Galileo Galilei, teleskobunu Güneş’e çevirdiğinde, beklediği gibi pürüzsüz bir yapıda Güneş yüzeyi ile karşılaşamadı. Bir kağıt üzerine yansıttığı Güneş görüntüsü üzerinde siyah renkli lekeler ile karşılaştı ve böylece yaptığı gözlemlerle bu lekelerin aynı yöne doğru ilerlediğini farkedip Güneş’in de Dünyamız gibi kendi ekseninde döndüğü gerçeğine ulaşmış oldu. Siz de Güneş gözlemi için tasarlanmış özel teleskoplarla, Güneş çevrimi sonucunda meydana gelen lekelerini ve onların hareketlerini gözlemleyebilirsiniz.
Önemli bir hatırlatma, Güneş’e çıplak gözle, dürbünle ya da özel Güneş filtreleri olmayan bir teleskopla bakmak gözlerimizde kalıcı hasarlar oluşturabilir!
Bunu biliyor muydunuz?
Uzay Kampı Türkiye yaz kamplarında özel teleskopla güneş gözlemi yapılmaktadır.