Herkesin bahsedip durduğu, pek çok insanın uğrunda neler neler verdiği o kavram, özgürlük…

Fotoğraf sahibi: Bruno Marinho (@brunomarinho on Unsplash)

Bir ütopya mı yoksa distopya mı?

Özgürlük mü, o da nedir?

Kim özgür ki baktığınızda, kim tamamen kendi isteklerine göre hareket edebiliyor? Gerçekten var mı öyle bir kavram, yoksa biz insanlar tarafından uydurulmuş öylesine bir kelime mi? 

Özgürlüğün pek çok perspektifi vardır. Bir karar verirken, bir fikir oluştururken, bir inanca dahil olurken ya da isteklerimizi gerçekleştirirken farklı türlü özgürlüğümüzden yararlanırız. Tanımına gelirsek, sözlükte herhangi bir sınırlama, zorlama ya da kısıtlamaya bağlı olmaksızın düşünme ve eyleme geçme durumu olarak tanımlanan özgürlük, felsefede ise insanın her türlü dış etkenden bağımsız olarak kendi düşüncesine göre karar verme durumu olarak adlandırılır. Birbirlerine çok benzer görünen bu iki tanımda aslında anlaşılabilir bir fark vardır. Sözlük tanımında özgürlüğü engelleyen etkenler daha sınırlı ve az tutulmuşken, felsefede ise tüm etkenler birden ortaya atılmıştır. Bu durumda sözlük tanımındaki özgürlüğü sağlayabilmek için sadece güç kullanan baskıcı durumları engellemek yeterli olacaktır. Örneğin, makarna mı yoksa hamburger mi yiyeceğine karar veremeyen bir birey, eğer ona zorla bu iki seçenekten herhangi birini yedirtmeye çalışan biri yoksa, bu seçimi için tamamen özgürdür. Felsefede ise tanımın çok geniş olduğu göz önüne alınırsa, bahsi geçen özgürlüğü sağlamak çok daha zor olacaktır. Tekrardan makarna ve hamburgerli örneğimize dönersek, yanında yemeğine karar veren kişiyi zorlayan birinin olmaması tek başına yeterli olmayacaktır. Aynı zamanda onun keyfine göre karar vermesini engelleyen yemeklerin fiyatı, hazır olma süresi, hatta ürünlerin reklamları gibi diğer tüm etkenler de ortadan kalkmalıdır. Sonuç olarak sözlük anlamında özgürlük çok kolay ulaşılabilen bir kavram olsa da, felsefe için ulaşımı daha zor olan bir terimdir özgürlük.

Peki, felsefe tanımından yola çıkılırsa, ulaşılması mümkün müdür özgürlüğün? Ya da daha başka bir soru, özgürlük var olmalı mıdır, bir insanın özgürlüğünün olması mı daha iyidir yoksa olmaması mı? 

Özgürlüğe ulaşabilmek gerçekten de imkansızdır. Çünkü insanların etrafında her zaman onların fikirlerini etkileyen, kimse fark etmeden manipüle eden başka insanlar, olaylar, durumlar vardır. Bilinç altına işleyen en küçük bir mesaj bile özgürlüğünü etkiler insanların. Bir karara, sonuca varırken veya eyleme geçerken dış etkenleri engellemek imkansızdır. Bir kişinin hiçbir şeyden etkilenmemesi için tüm dünyadan tamamen soyutlanması gerekir ki bu imkansızdır. Kulağa hoş gelen bir reklam şarkısı, sunulan ürünü almak hakkındaki fikrinizi etkileyebilir. Bir arkadaşınızın size herhangi bir markayı övmesi ya da tam tersi eleştirmesi fikrinizi etkileyebilir. Sosyal medyada gördüğünüz “Bunu yapan da köylüdür!” gibi bir paylaşım bile fikrinizi etkilemeye çok müsaittir. Fikirleri etkilenen insanlar ise asla tamamen özgür olamaz. Etrafında gördüklerinden manipüle edilerek kontrol edilen bir bireyden öteye geçemez o kişi. Fakat baktığımızda, pek çok kişi manipüle edilmeye, dolayısıyla özgürlüklerine sahip olamamaya mahkumdur. Manipüle edilmemek, dışarıdan etkilenmemek için ne yapılabilir peki? Bir insan bu yolda kendini dış dünyadan tamamen soyutlayabilir fakat bu da onun fikirlerini etkilemez mi? Hiçbir şey bilmiyor olmak, yine onun kararlarını etkiler. Eğer bir insan cahilse, fikirleri dışarıdan etkilenmemiş olsa da sınırlı bir bakış açısına sahip olması sebebiyle özgür sayılmaz. Çünkü kendi tarafından sınırlanmıştır. Bu yönden bakıldığında, özgür olmak temelde imkansızdır çünkü etrafımızdaki insanlardan etkilenmediğimiz bir hayat yaşamak imkansızdır. 

pecete
hmmmmm
Subscribe
Bildir
0 Yorum
Inline Feedbacks
Tüm yorumları gör
Önceki
Sosyal Medya Pazarlamasında Etkili Stratejiler ve SMMA’ların Rolü
Sonraki
RİVERDALE “ NEHİR VADİSİ ”

RİVERDALE “ NEHİR VADİSİ ”

İlginizi Çekebilir

kooplog'dan en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerez (cookie) kullanıyoruz.