Dünyanın en önemli sorusu gibi geliyor bana. Yüzyıllardır cevap bulunamayan bir gizem sanki. “WHAT İS WRONG WİTH ME?” IDK
Size bu noktaya nereden geldiğimden bahsedeyim biraz. Ben çocukluğundan beri doğrusu yanlışşı çok keskin sınırlarla belirli bir insanım. Sokakta çocuklarla oynarken bile yaprağı koparma ağacın canı acır diye arkadaşlarını uyaran o tip yani. E haliyle bu tip olmak ergenlikte her zaman senin yararına olmuyor. Düşünüyorum travmatik bir şey yaşadım mı? Hayır. ama olmuyor yani insan iletişiminde sorunluyum biraz. Az miktarda otizimli olduğuma falan kanaat getirdim artık. “I CAN’T TAKE THE SOCİAL CUES.” Ömrüm boyunca nasıl doğru düzgün arkadaş edinemedim, anlatayım da dinleyin.
1. İlkokul
İlkokulda sınıfımda bir kız vardı. Aynı zamanda yan binamızda oturyorduk. Güya onunla arkadaştık ama ite kaka bir arkadaşlık. Başka arkadaşlarımız olmasını kıskanıyordum falan. Öyle böyle bu kızla liseye kadar görüştük. 3 kişilik bir arkadaş grubuyduk biz. Biri bina komşum, biri hem sınıf arkadaşım hem komşum olan bu kız ve ben. İlkokuldayken bina arkadaşım taşınmak zorunda kaldı. Ama arada geliyordu. O gelince yine üçümüz bahçeye çıkıp oyunlar oynuyoduk falan. Sonra büyüdük. Artık lisede yapıaln planlara sürekli gelememe nedenleri çıkmaya başladı bu kızın. Biz de dedik böyle olmayacak biz onsuz buluşalım artık. Derken derken tamamen koptuk. Şuan hangi üniversiteye girdi evlendi mi naptı hiç bilmiyorum.
2. Ortaokul
– Altıncı sınıf
Ortaokula geçince sınıflar karıldı. Bambaşka insanlarla aynı sınıfa düştüm. Ve yeni bir kızla tanıştım. O dönem iyi anlaşıyor gibiydik. Ona hoşlandığım çocuğu falan söylemiştim. Sonra bu kız başka bir arkadaş buldu. Benden kopmaya başladı. (Bunlar olabilir normal, insanlar kopar tabi 12 yaşında bir kız için büyük problemdi ama olsun.) Bir yandan da diğer yan bina kızıyla dershaneye gidiyorduk. Orada da arkadaşlarım vardı. Yani aslında bu kopmayı, başka arkadaş bulmasını falan o zamanlar çok anlamamıştım. Ama sene içinde ne olduysa sadece bu arkadaşıma söylediğim sırrım herkesin dilinde dolanmaya başladı. Hatta o sıra sınıf başkanıydım. Bir gün bir çocuğu konuşanlara yazdım diye geldi beni bu sırrımı sevdiğim çocuğa söylemekle tehdit ettim. Yani sırrım döndü dolandı koz olarak başkalarının eline geçti o sene. Tabi ben de doğruluk abidesi bir kez bu tehdide kandım adını sildim, ikinciye naparsan yap dedim doğruluk benşm sırrımdan önemli değil. Gitti söyledi çocuğa. O zaman sınıfın bıyıklı kızıydım. Çocuğun yüzündeki bu kız beni mi seviyor yıkımını unutamayacağım 😂 (Dahası ben bu çocukla deprem yardımı kolilerken karşılaştım, birbirimizden bir kaçışımız bir yok sayışımız var ki gngjdfjfn)
-Yedinci sınıf
Yedinci sınıfta başka bir dershaneye başladım. Burası daha benim gibi çalışkan ve doğruluk abidesi insanlarla doluydu. Daha iyi uyum sağladığımı düşünüyordum. Tabi burada da ergen bir kız olarak başka bir hoşlanacak çocuk buldum. (ay bu çocukla aynı ünide okuduk sonra inanılır gibi değil) Bu seferki arkadaşlık dramaları da bu hoşlantının etrafından çıktı. Normal samimi arkadaşlık konusunda burada sorun yaşamadım çok. Samimi arkadaşlarım benim gibiydi, iyiydi. Burada iyi arkaşdaşlar bulduğum için okuldaki arkadaş eksikliğimi de çok takmıyordum. Bu sene benim biraz yanlızlığı öğrendiğim ve alıştığım sene oldu o nedenle.
Her neyse buradaki mesele de işte o çocuktan çıktı aslında. Bir gün yine bir ergen ortamı şişe çevirme oynuyorduk. İşte doğruluk cesaretlilik falan. Çok da samimi olmadığım insanlarla 4 kişiydik. Ben sevdiğim çocuğu itiraf ettim tabi orda. Ve yine bir itiraf yine bir bela getirdi ve bu sefer daha büyüğü. Nasıl oluyor anlamıyorum ama yine herkes biliyordu işin sonunda benim hoşlantımı. Dahası ben bu çocuktan hoşlanıyorum diye onun arkadaşları beni sıkıştırdı falan. Sen not mu bıraktın sırasına, neden falan diye? (Bu arada evet not yazmıştım :
“gözlüğün sana çok yakıştığını biliyormuydun?”
bilinçli olarak bitişik)
Daha sonra o yine o sene başka bir saçmalık daha yaşadım. Bir arkadaşın telefonu şarjdayken çarptım düştü. Düşmenin etkisiyle şarj aleti de eğildi. Tamam hatalı benim. Ama oturup şarj aletini eğmedim. Kız başladı bağırmaya oturdun şöyle şöyle oynadın şarj aletini de eğdin diye. Olum akıl var telefonun düşüşüyle eğilmiştir o. O kadar gereksiz olay yaptı ki, o gün kuzenim yanımdaydı o şey dedi. Tamam 5 liralık şey uzatma veririz parasını falan ( sonra vermedim). Yani hatalı benim o belli, bir kaza olmuş telefisi basit. Bilerek yapmışım gibi uzatmasaydı çözerdik meseleyi. Tabi bu kavga mevzuu uzadı bir süre. Başka bir kampta benim arkadaşlarım ona karşı beni koruyodu, benim yerime laf dalaşına girdiler falan. (Yüzleşmeyei beceremeyen, kavgalara falan karışmayan ben o sene çok olay yaşamışım ya.)
-Sekizinci sınıf
Bu sene aslında hayatımda bir şeylerin yoluna girmeye başladığı seneydi. Ortaokuldan nefret eden bir an önce mezun olup kurtulmak isteyen ben bu sene okulu sevmeye başladı. Nedenlerine bir bir gelicem.
Okula yeni biri geldi
Kızla nasıl tanıştığımızı asla hatırlamıyorum. Herhalde klüplerde falandı çünkü aynı sınıfta değildik. Ama kafa yapısı aile yapısı falan tam benim gibiydi. İlk kez o karma okuldan kendim gibi düşünen birini bulmuştum benim için büyük nimetti. Okula falan beraber gidip gelmeye başladık. Belki de tuvalette tanıştık, o zaman başörtüyle okula giremiyorduk. Bu nedenle akşam çıkarken tuvalette başörtülerimizi yapıp çıkıyorduk falan. Öyle böyle baya arkadaş olduk biz. Annesiyle bize geliyorlardı. Biz odada film izliyorduk. Annelerimiz bile arkadaş olmuştu 🙂 Sonra araya zaman girdi farklı liselere gittik derken koptuk. Ama o zamanlardan tanıdığım yolda görsem selam vereceğim tek insan olabilir. (Birkaç kez karşılaşıp konuştuk da)
Sınıflar karıştı
Daha doğrusu bir şubeyi kapatıp diğer şubelere dağıttılar. Ve sınıfımıza yeni bir çocuk geldi. Her wattpad kitabının başlanıgıcı gibi o “bıyıklı kızın” özgüvenini kazanması da sınıfa gelen yeni çocukla başlıyor evet.
Şimdi bu hikyenin başlangıcı şu şekilde. (Klasik yaz dizisi) Çocuk sınıfa gelir, kız çocuğa bakmaz bile başta. Çocuk kızdan hoşlanır. Sonra kız da onu sever. AMA KAVUŞAMAZLAR sdsfnsdfnsjk. Koca bir seneyi nasıl da bir satıra özetledim ama.
Şimdi şöyle, sene başında benim aklım hala gözlüklü çocuktaydı. Hala arnı dershanedeydik ama bu sefer farklı sınıflarda. Sonra ben yeni çocuğun bana ilgisini farketmeye başladım. Ve ona yardımcı olmaya başladım. Kopya falan hiç sevmem sınavlarda sırf aşkımdan kopya veriyordum ona. Birbirimizin evinin önünde falan dolanıyorduk ama hiçbir zaman açılmadık. Liseye geçtik. Ben o evden taşındım. SOnra çocuğun sosyal medyası falan da olmadığından izini tamamen kaybettim. Hala da aklımda yarım kalmış bir hikaye olarak sızlar.
Lise
İşte benim insanlarla asıl problemim burada başlıyor. Ortaokulda çocukluk arkadaşlarım olsun, yaşıt kuzenim olsun bir çevrem varken hissetmiyordum okulda yaşadığım yanlızlığı. Ama asıl yanlızlığın suratıma çarptığı yer burasıydı. Okula başladık bir kaç ay geçti ben hala yanlızım. Bir gün rehberlik öğretmenimiz geldi, bir test yaptı. Arkasına da yaşadığımız sorunları yazmamızı falan istemişti. Ben oraya da arkadaş bulamamam yazmıştım. Benim psikolojiyle cidden tanıştığım ve kendimi psikolog gözüyle değerlendirebilmeye başlamam da aslında rehberlik öğretmenimizle yaptığımız bu seanslara dayanır. Hocamla da çok irdeledik “BEN DE NE SORUN VAR?” sorusunu. Şimdi burada sizin önünüze sereceğim bendeki sorunları sdöjnsfjds
- Nakil problemi
O sene başlayan nakil uygulaması benim lise hayatımı s* kimse kusura bakmasın. Bir insan sınıfta kimseyle anlaşamıyor olamaz. Şimdi şöyle ben cidden neden kimseyle uyuşamadığımı çok düşündüm sonra fark ettim temel sorunu. Ben lisenin ilk günleri bir arkadaş grubu kurmuştum kendime. Ders aralarında falan konuştuğumuz bir grup vardı. Herkesin de kendi grubu vardı haliyle. Sonra bu grubun tamamı başka liseye geçti. Ben kaldım geride. E diğer gruplar da kendi içinde kaynaşmıştı. Kaynaşıp beni almamaktan ziyade zaten baştan bana daha uygun insanlar olsalar onlarla takılırdım. Yani ben kaldım baştan bana çok uygun olmayan gruplara sonradan dahil olma çabasıyla. Bu cebelleşmede kimseyle tam kaynaşamadım cidden ve bu yüzden lise 1’im berbat geçti. Toplasak gerçi lisenin tamamı çeşitli nedenlerle berbat geçti de. 1 daha kötüydü.
- Kuzenimle aynı okulda olup farklı sınıflarda olmamız
O zamanında akıllılık edip kendi sınıfından birileriyle kaynaşmaya çalıştı. Başlarda tenefüslerde falan hep ikimiz takılıyorduk. Sonra o benden koptu beni yanlız bıraktı kendi sınıfıyla kaynaşma çabasına girdi. Haklı ama bu sırada bana bunu söylemediği için ben hala onun peşinde koşuyordum. Bu sırada tabiki ne onla olabildim ne de kendi sınıfımla kaynaşabildim. Haliyle baya arkadaşlık cephesinde ortada kaldım ben lisede
Üniversite
Bir insan eğitim hayatının hiçbir yerinde mi sınıf arkadaşı bulamaz? Aha o ben. Üniversitede şuçu pandemiye atıyorum valla. Tam hazırlıktan çıktık. Kendi bölüm derslerimizi alıcağız, kendi bölüm arkadaşlarımla kaynaşacağım. Pandemi patladı. Her şeye rağmen pandemide arkadaşlarım vardı. Sonra dönünce ayrı bocaladık. Sonuç olarak kendi bölümdaşlarımdan görüştüğüm tek bir insan bile yok.
Ancak bir şansım var. Hazırlığın ikinci döneminde beni evlat edinen biri ( introvert adopted by an extravert) sayesinde farklı bölümlerden insanlarla tanıştım. Üniversiteden mezun oldum hala görüştüğüm birileri var şükür. [Allah nazarlardan saklasın]
Bu yazıyı yazma motivasyonum ise bu üni arkadaşlarımdan biriyle tartışmamdı 🙂
Evet evet çok becerikliyim ya arkadaşlık konusunda