Amerika Birleşik Devletleri’nin en önemli başkanlarından biridir, Abraham Lincoln. Dünya tarihi onu köleliği bitiren adam olarak bilmese de aslında Abraham Lincoln’un ömrü başarısızlıklarla ve azimli bir hayatla dolu geçmiştir.
Gelin, hep birlikte bu başarısızlıkla dolu hayatıyla ve azimli duruşuyla örnek olabilecek Amerikan başkanı Abraham Lincoln’u tanıyalım!
En yetenekli trajedi yazarlarından Franz Grillparzer bir eserinde herkese ilham olacak şu sözleri dile getirir: “Zaferin büyüklüğü mücadelenin zorluğu ile ölçülür.” İşte bu sözleri örnek alarak söyleyebiliriz ki Amerikan başkanı Abraham Lincoln dünya tarihinde zaferlerin en büyüğünü yaşamıştır. Çünkü onun yaşamı çilelerle ve zorluklarla geçmiş, neredeyse attığı her adımda imtihan olunmuştur.
Abraham Lincoln’un yaşadığı Amerika zorluklarla dolu ve çokça mücadele edilmesi gereken bir Amerika’ydı. Onun asıl amacı senelerdir süregelen bütün adaletsizlikleri bitirmek ve başkalarının zorlu mücadelelerine son vermektir. Sıkıntılı ve zorluklarla dolu geçen 52 yılın ardından Amerikan başkanı olabilen Abraham Lincoln bu amacını gerçekleştirmek istemiştir.
Abraham Lincoln ülkesindeki insan eşitsizliğinden oldukça rahatsızdır ve her insanın eşit bir şekilde yaşamasını hayal etmektedir. Bu fikirler ona gençken eline geçen bir geometri kitabında onu bulmuştur. Ökrid aksiyomu ve bağıntısını okuyarak edinmiştir bu fikri. Ökrid’in ilk aksiyomunda “Aynı şeye eşit olan şeyler birbirlerine de eşittirler” demiştir. Ökrid aynı zamanda bu aksiyomun kendinden ispatlıdır, ispatını yapmaya gerek yoktur demiştir. Yani aksiyomun varoluşu ispatına örnek olmuştur.
İşte genç Abraham Lincoln iki bin yıl önce söylenen bu sözü benimsemiş ve bu sözü gerek hayatta gerçekleştirmeyi planmıştır. Bu düsturla herkesin zaten doğuştan sahip olduğu hürriyeti onlara geri kazandırmaya çalışmıştır. Hayatı boyunca bu düşünceyi kovalayan Lincoln, tarihte uzun yıllar gaddarca var olmuş kölelik kavramını Amerika kıtasından tamamen silmiş ve diğer bütün topraklara örnek olmuş tek kişi olarak tarihe geçmiştir.
Abraham Lincoln’un en etkileyici yanı yaşadığı tüm zorluklara karşı takındığı tavırdır. Rivayet edilir ki, güvenilir ve dürüst oluşundan çevresinin ısrarıyla aday olduğu kongre üyeliğine kabul edilmediği günün akşamı, karanlıkta hüzünlenmiş yürürken ayağı kayar ve çamura düşecekken son anda dengesini sağlar. Kendini teskin etmek için ise der ki “Tökezledim ama düşmedim.” Aslında bu cümle onun hayatındaki bütün tökezlemelere karşı takındığı tavrıdır. Bu olaylardan 18 yıl sonra tökezleyerek ilerlediği yolda Amerika Birleşik Devletleri 16. Başkanı oldu.
Abraham Lincoln’u dünyaca ünlü insanlardan ayıran en önemli özelliği hayatındaki başarıların değil başarısızlıklarının ders olarak alınması gerekmektedir. Dünyada birçok insanın başarısızlığa uğradığında yapacağı ilk eylemi, vazgeçmek olacaktır ve belki bir adım atsa ulaşacağı hedefinin üzerine havlu atarak başarıyı kaybetmektir. Oysaki başarısızlık kesin bir son değil, bir başarının başlangıç noktası olabilir. Hayatının ilk 51 yıl yılının her bir adımında başarısız olan Abraham Lincoln, 52 yaşındayken Amerikan başkanı olamayacak, hedeflerini gerçekleştiremeyecekti.
İşte onun başarısızlıklarla dolu yaşamının başarı öyküsü:
Yoksul bir ailede dünyaya geldi.
Anne babası okuma yazma bilmezdi.
10 yaşında annesini kaybetti.
Tarlada ırgatlık yaptı.
Bakkalda çıraklık yaptı.
21 yaşında işini kaybetti. Bocalama dönemi başladı.
24 yaşında tekrar işinden oldu.
25 yaşında dört çocuğundan üçü vefat etti.
26 yaşında kongre seçimlerini kaybetti.
27 yaşında ruhsal bunalıma girdi.
34 yaşında kongre seçimlerini yine kaybetti.
38 yaşında eyalet seçimini kaybetti.
45 yaşında senato seçimlerini kaybetti.
47 yaşında başkanlık seçimlerini kaybetti.
49 yaşında tekrar senato seçimlerini kaybetti.
52 yaşında ABD’ye başkan seçildi.
Abraham Lincoln’u başarılı bir devlet adamı yapan şey azmi ve başarmaya olan aşkıydı. O hayatında bir hedef belirlemişti ve onun için her türlü mücadeleye atılmıştı. Tökezleseniz bile düşmeyeceğinize inanın!
