Bu sefer, dizleri kanarcasına kalbi kırıldığında ağlayan, yeşil gözlü küçük kızın hikayesini anlatacağım sizlere.
Hayatını çevreleyen duvarlar hayal kırıklığı, üzüntü, azıcık mutluluk, bolca umut ve tereddütlü bir sevgiyle örülü olan, bedeni büyümüş ama ruhu, aklı çocukluğunda takılı kalmış, seçimlerini hala büyük umutlarla ve kalbini acıtacak kadar çokça kararsızlıkla alan çocuğun hikayesi…
Tüm hayatı boyunca yalnızlık işlenmişti ilmek ilmek ruhuna… Tutunduğu, güvendiği bütün dallar kırılmış ellerine batmıştı. En güvendiği, canını bile teslim edebileceği insanlar bile yalnız olduğunu haykırmışlardı suratına ve her seferin de bir kez daha küçüklüğüne geri dönmüştü, karşılarına ufacık bir çocuk olarak dikilmişti.
Bu kız kendini korumak için kurallarla çevrelemişti hayatını. Belki bu kuralları koruyamamıştı onu düşmekten, yara almaktan… ama o hep yeniden ayağa kalkmasını bilmişti. Şimdi ise büyük bir kaza sonucu tüm bedeni sargıya alınmışcasına ruhunu örtüyordu yaraları. Bu yüzdendi ya sahip olduğu tüm o güzel şeyler görünmüyordu kimselere. Belki de sahip olduklarını yaralarının altına saklamaktı onun tercihi. Görenlerin yok etmesinden korkmuştu, kim bilir? Yok ederlerdi de zaten, farkındaydı. En mutlu anını her seferinde kursağında bıraktıkları gibi sahip olduklarını da yok ederlerdi.
Daha ufacıkken büyümek zorunda kalan, sinesine çekilmeye itilen, kalbi kırıklıklarla dolu olan yeşil gözlü küçük kızın hikayesi bu!
@sengul-aydogdu Çok teşekkür ederim. 🙂
Güzel bir yazı kaleme almışsın.Aslında hepimizn içinden geçen bazı cümleleri bu yazında gördüm.Başarılar dilerim.
@domi rica ederim:)
@ruveyda-nur-yildirici Teşekkür ederim. 😉
Yeşil gözlü kız. Galiba bu denemen de beni anlatmışsın. Duygulandım mı? kesinlikle evet. Güzel ve bir o kadar duygusal yazılarının devamını diliyorum. Emeğine sağlık ellerin dert görmesin.
@sibelvyilmaz Teşekkür ederim. 🙂
Başarılarınızın, devamını dilerim.
@miho Teşekkür ederim. 😉 <3
Yalnızlık itilmemize rağmen saklanmaktan korkmadığımız bir kuyu. Üzerini taşlarla örtüp saklandığımız, korkularımıza rağmen cesur göründüğümüz bir çukur. Korkularını yenip yola devam edenlere selam etmişsin. Korkularına rağmen yaşamaya devam edenlere de selam olsun…
@domi kaç yaş almış olsak da büyük küçük yaralarımız zaten olur. Ki biz duvarlarımızı, çemberimizi aklımızı başımıza aldığımızda, erginliğe erdiğimizde örüyoruz. Yeşil gözlü küçük kızı bu konuda haklı gördüm lakin biraz pasif savunma yaptığını düşündüm.
Ben teşekkür ediyorum yazı ve karşılık için:)
@yeliz-karatas yorumun için teşekkür ederim. 🙂
@byfilozof Yorumun ve eleştirin için çok teşekkür ederim. 🙂
@nur Sence de kendimizi korumamız için önce biraz yaralanmamız gerekmiyor mu? Çünkü bilmediğimiz şeyin korkusunu yaşamaz, kendimizi ondan korumamız gerektiğini düşünmeyiz. Yaş aldıkça yaralarımız artar ve farklılaşır ve hayat denen bu dolambaçlı yolda amacımız yaralanmamak değil, tüm zorluklara rağmen gülümsemeye devam edebilmektir.
Lakin yeşil gözlü küçük kız, yaralanmaktan korktuğu için saklanmayı tercih ediyor. Yorumun için teşekkür ederim.
Korkularını yenip yola devam edenlere selam olsun!
Güzel bir deneme yazısı olmuş, tebrik ederim.
Bazen kendini korumak için yara almayı beklemek kendine saygısızlık oluyor. En büyük varlığımızı kaybetmek hoş mu?
Yorumunuz benim için çok değerli, teşekkür ederim. 🙂
Teşekkür ederim 😉 <3
Çok güzel yazılmasına karşın yüreğimi burkan bir yazı oldu. Gene de emeğine sağlık.
Voooovvv, o kadar güzel olmuş ki! Dili çok akıcı kullanmışsın ve duyguları karşı tarafa çok rahat hissettiriyorsun. 🤗🤭
Yazınızın sonunu etkileyici buldum. Edebi bir metin olmuş. Cümlelerin devrik olması bazı kısımlarda akıcılığı olumsuz etkilemiş fakat bazı kısımlarda ayrı bir güzellik katmış. Yeşil gözlü küçük kızı, iyi bir şekilde tanıtmışsın bize. Emeğine sağlık.