Curve yani eğri…
Eğrilerle dolu çıkılmaz bir uçurum…
Ardında ne olduğunu bilmediğiniz bir karanlık. Büyük ihtimalle sonu ölüm. Kaçışınız yok…
Kimse yok… Ölümü kabullenip işi kolaylaştırmak mı yoksa birkaç dakika daha yaşamak için savaşmak mı? Bakalım Curve ne anlatıyor?
Kahramanımız su sesiyle uyandığında kendini görseldeki gibi eğrinin ortasında bulur. Üstüne bacağı da büküktür belki de kırık. Aşağısı karanlık. Yukarısı yüksek. Her taraf eğri.
Sonunun ölüm olduğunu gördüğü halde savaşır. O savaştıkça karşı duvarda kan izleri belirir. Elleri kanar, tutunduğu yer kayar. Üzerindeki kazağa ellerini siler, devam eder. Sonra yağmur yağar. Kolyesini eline dolar kaymaması için. Sonuç: Ölüm.
Karakterimiz neden savaşmayı seçti? Çünkü içgüdümüz ne olursa olsun savaşmamızı emrediyor. O da içgüdüsünün dediğini yaptı ve savaştı.
İçgüdüyle insanın kendini korumasını aslında çocukluk zamanımızdan da görüyoruz. Ailelerimiz karşıdan karşıya geçirirken bizi arabalara bakmamızı söylediler. Kendimizi korumamız lazım.
Hayatta, doğada birileri kendini korumak için başka birini öldürebiliyor. Köpek içgüdüsel olarak kediyi öldürmeye çalışıyor, kedi de kendisini korumak için kaçıyor. Köpeğe de kediye de iyi kötü hayvan muamelesi yapamayız. Köpek o an gözümüze kötü, cani gibi görünür ama iki gün sonra başını okşuyor oluruz. Hayat ne siyah ne beyaz. Siyaha ya da beyaza çalan gri işte.
Teşekkürler.