Yazılarımdaki ana amaçlardan biri de önünden geçtiğimiz onlarca, yüzlerce güzelliğin farkına varılmasına yardımcı olmak, bu güzelliklerin hakkettikleri değeri görmeleri için bir nebze olsun katkıda bulunmak.
Bilenler bilir meşhur İstanbul-İzmir çevre yolumuz açılmadan önce Yalova’dan Bursa’ya doğru giden tek bir yolumuz vardı. Bu yol istikametinde de önce Orhangazi’ye sonra Gemlik’e sonra da Bursa’ya doğru uzanıyordu. Hatta hala paralı yolu kullanmak istemeyenler ve Bursa Yalova ekseninde seyahat edenler bu yolu sıklıkla kullanırlar.
Bu yazımda işin siyasi tarafına hiç girmeden 3. Cumhurbaşkanımız Celal Bayar Anıtı, Müzesi ve Umurbey’den bahsederek genel bir mesaj vermek istiyorum. Celal Bayar’ı destekleyeni, desteklemeyeni, seveni, sevmeyeni olduğunu biliyorum. Beni asıl üzen onu tanımayanların olması, umarım bu anlamda da bu yazı bir işleve sahip, vesile olur. İsteyenler derinlemesine onu araştırırlar.
Dediğim gibi işin siyasi tartışması benim burada girmek istediğim, vermek istediğim ana fikirle örtüşmeyen bir tartışma bu sebeple bu konuyu teğet bile geçmeden mümkün mertebe uzak durarak asıl konuma giriyorum.
Eminim ki böylesi bir anayoldan birçoklarınız en az bir kere bazılarınız da onlarca kez geçmişsinizdir ve eminim ki çok azınız yolunuzdan 5 dakika sapmış burada bulunan anıtı, müzeyi, kütüphaneyi ve harika bir gemlik körfezi manzarası saklayan püfür püfür esen havası ile yaz sıcaklarında size nefes veren Umurbey ‘i ziyaret etmiştir. Oysaki Gemlik’e ulaştığınızda ana yoldan 2,3 km kadar uzaklıkta Umurbey, hem de gayet güzel yolları olan şirin mi şirin bir köy daha doğrusu büyükşehire bağlanmış bir mahalle artık.
İşte söylemek istediğim, uyandırmak istediğim farkındalık : Uzun yollarda hep bir yere yetişme telaşı içerisinde, ıskaladığımız yüzlerce, binlerce köyümüz, anıtımız, ören yerimiz müzemiz var. Buraları ıskalamayalım, yol kenarındaki 2. 3. Sınıf dinlenme tesislerinde, bizi boğan suni alışveriş merkezlerinde mola verip, yemek yiyerek yolumuza devam edeceğimize, Umurbey gibi yüzlerce yeri rotamıza ekleyelim.
Ne kadar şanslıyız ki ülkemizin neresine gidersek gidelim kahverengi tabelalardan geçilmiyor. Kahverengi tabelalara km bilgisinin eklenmesi işaretler ve yönlendirme hususunda daha çok iyileştirme yapılması gerektiğini biliyoruz. Ama biz yeter ki isteyelim, hem biz değerlerimizi tanıyalım onlara sahip çıkalım, hem de bu köylerimizdeki mahallelerimizdeki küçük esnaflarımız, aile işletmelerimiz yaşasınlar ve buraları yaşatsınlar. Zaten kıt olan ülkemizin kaynaklarını global devlere bağışlayacağımıza, bırakalım bizim halkımız kazansın bizim değerlerimiz yaşasın.
Umurbey’e uğrayın müzeyi gezin o döneme şahitlik eden eşyaları, tabloları inceleyin. Sonra Müzenin hemen çevresindeki birkaç yerde yemeğinizi yiyin yetmedi mi ? Eşsiz Gemlik Körfez manzarası eşliğinde çayınızı, kahvenizi yudumlayın. İnanın bana pişman olmayacaksınız.
Bu ülke bizim, hep birlikte sahip çıkalım. Lafı uzatmadan sizi kendi gözümden çektiğim fotoğraf kareleri ile başbaşa bırakıyorum.
