The Wonder ( Mucize insan olmakta saklı)

Kaynak belirtilmedi

 2022 yapımı filmin senaryosu Emma Donoghue ve aynı zamanda yönetmen koltuğuna da oturan Sebastian Lelio’ya ait.

Oyuncular:

Florance Pug( Libb Wright)

Kila Lord Cassidy(Anna O’Donelli) 

Niamh Algar(Kitty)

Ciaran Hinds(Thaddeus) 

Tom Burke (William Byren)

Tobby Jones (Dr. McBrearty)

 Elain Cassidy’nin (Rosaleen O Donelli) 

  Film 1862 yılında İrlanda kırsalında geçiyor. Orta çağ avrupasında ülkenin sadece iklim olarak puslu değil aynı zamanda yaşamsal ve düşünsel olarak da zorluklarla karartılmış bir yüzü de gözler önünde. Bir yandan henüz aşılamamış kıtlık diğer yandan muhafazakar düşüncenin yansımaları filmde kendini hissettiriyor.

 Filmin Konusu:

 Senaryo İngiliz bir hemşire olan Libb Wright’ın(Florance Pug) görev icabı İrlanda’ya yolculuğu ile başlıyor. Hemşire Libb’in görevi, kendini inancı doğrultusunda bir oruca adayarak yaklaşık 4 ay boyunca hiç yemek yemeden su ile beslenip yaşamaya çalışan 12 yaşında bir çocuk olan Anna’yı(Kila Lord Cassidy) gözlemlemek. 

 Rahip, doktor ve kasabanın bir kaç ileri geleni Anna’nın yemeden yaşama devam edebilmesinin bir mucize oldu kanıtlayabilemek amacıyla bir kurul oluşturmuşlar. Ancak kuruldaki herkesin aslında farklı şeyleri merak ettiğini ilerleyen dakikalarda fark edebiliyorsunuz. Özellikle doktor McBrearty (Tobby Jones)çocuğun sağlığından çok kendi inandığı teorisinin doğruluğunu kanıtlama peşinde.


 Hemşire Libby bebeğini kaybetmiş ve boşanmış bir kadın olarak kendini işine adamakla birlikte iç dünyasında sıkıntılı bir karakter. Kendi yaşamı hakkında ketum. Tek amacı Anna’yı gözlemlemenin dışında tıbbi olarak iyi olmasını da sağlamak. Bebeğini kaybetmiş olmanın verdiği acıyı atlatamamış görünüyor. 

 Film akışta rutin bir gözlemi anlatıyor gibi algılansada öyle değil. Özellikle Anna hakkında haber yapmak için kasabaya gelen gazeteci William Byren(Tom Burke) filmi hareketlendiriyor diyebiliriz. Çünkü kızın yemek yemediği konusunda yalan söylüyor olabileceğini düşünüyor ve bunu ispatlamak için hemşireden yardım istiyor. Libby her ne kadar buna izin vermese de aralarında başlayan yakınlaşma kafasındaki düşünceleri onunla paylaşmasını sağlıyor.


 Kurul rutin seyreden raporları takip ederken Libyy hemşire Anna ile yaptığı küçük konuşmalardan ve kızın sağlığının yememesine rağmen bozulmamış olmasından şüpheleniyor. Ailesi ile yakınlaşmayı yasaklıyor. Esas olay bu andan itibaren başlıyor çünkü kızın sağlığı bozulmaya başlıyor. 

 Filmde ilk bakışta aile ve kasaba halkı inançlarına körü körüne bağlı ancak bu tutkulu inancın gölgesinde saklanılmaya çalışılan gerçekler var. Aile engel olamakta geç kaldığı bir günahın cezasını masum bir çocuğa kesmiş gibi görünüyor. Küçük kızın inançları ve korkuları kullanılarak aslında sinsice zihni yıkanıp bulandırılarak bir anlamda ölüme terk edilmiş. Böylelikle hem olay ortaya çıkmayacak hem de günah ortadan kalkacak.

 Libyy akıllı bir kadın olduğu için ustalıkla Anna’nın aslında başına gelenleri ve günahlarını temizleyebilmek adına ölümü seçtiğini öğreniyor. Senaryonun bundan sonrası hareketli geçiyor. Hemşire Libby’nin herşeyi göze alarak hem kendi, hem de küçük saf bir kızın hayatını kurtarma çabaları filme heyecan katıyor. 

 Eğer filmin başlarında vasat bir senaryo olduğuna dair ön yargıya kapılmadan izlemeye devam ederseniz anlatılmak istenen ana fikri yakaladığınızda keyifli bir film izlemiş olmanın mutluluğunu yakalayabileceğinizden eminim. 


 

Nelliy
1971 İstanbulda doğdum. Anadolu üniversitesi Halkla ilişkiler ve Radyo Televizyon programcılığı mezunuyum. Tam bir edebiyat aşığıyım.
Subscribe
Bildir
0 Yorum
Inline Feedbacks
Tüm yorumları gör
Önceki
•Hat Sanatı nedir, nasıl yapılır?•
Sonraki
Her İnsan Özel Midir ?

İlginizi Çekebilir

kooplog'dan en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerez (cookie) kullanıyoruz.