Dilimize Yunancadan geçmiş olan nostalji kelimesi nos to kelimesinden türetilmiştir. Nos to memleketine geri dönme isteği anlamına gelirken nostalji hem geçmişe hem de vatana duyulan derin özlem demektir. Bu kelime -k eki aldığında cümle içerisinde sıfat olarak kullanılır. Özellikle görsel iletişim araçlarının yaygınlaşmasıyla bu tabir çok daha fazla hayatımıza girmiştir.
Peki hiç düşündünüz mü niçin severiz nostaljiyi? Hemen hemen her insan az ya da çok nostalji sever. Ama hangi nastoljiyi sever biliyor musunuz? Kendi nostaljisini. Peki ne demek bu? Yani kendi geçmişinde hoşuna gidip etkilendiği ve kendisine güzel hisler yaşatan şeyleri tekrar görüp duymak o pozitif duyguları hatırlatacağından ister istemez insan ona bir yakınlık hisseder. Ancak kendisinden önceki nostaljiler -istisnalar hariç- insanın pek ilgisini çekmez. Örneğin 80 lerde doğup büyüyen birisinin 70 lerin nostaljisi pek ilgisini çekmez.
Fakat her ne kadar nostalji hoşumuza gitse de yine de o dönem yaşadığımız tatlılığı, heyecanı yaşayamıyoruz. Çünkü -maalesef ruhumuza iyi bakmadığımızdan- çocukluğumuzdaki, gençliğimizdeki bazı duygular pörsüyor. Büyüdükçe, bize verilen o masum duyguları kaybediyoruz. Bunun nedeni ise ruhi ve manevi ihtiyaçlardan çok maddi ve bedeni ihtiyaçlara – isteklere yönelmemiz. Siz de fark etmişsinizdir, belli bir yaştan sonra çocuk yada genç yaşlarda yaşadığımız birçok şeyin tıpkısını tekrar yaşasak bile aynı lezzeti alamıyoruz. Çünkü içimizde bir şeyler zarar görmüş, bakımsız kalmış, bazılarımızın ki ise tamamen ölmüş. Bu duyguları canlı tutmak ta yine bizim elimizde. Bunun yolu da çocukluğumuzdan itibaren ruhumuzu beslemek, gıdasız bırakmamaktan geçiyor. Gıdasını alamayan ruh elbette aç yani tatminsiz olur. Beslenmiş bir ruh ise hem şu andan hem de nostaljiden çok daha fazla lezzet alır.