İskelenin vedasıyla başladı kaldığı yerden sanrılar. Ayları öyle böyle atlattık da mazi kaldı akıl çıkmazında. Sanrılar ondandı. Neyse ki mazi artık mazi denecek kadar uzakta. Bir zamanlar erkenden bitsin diye yarısında kestiğim geceleri andıkça seviniyorum, mazi diyor oluşuma. Baktıkça yabancılaşan yüzünü andıkça aslının nasıl berceste oluşunu anımsıyorum. Gülümsüyorum, burukça.
Kara kaplı defterdeki ayraç, ait olduğum uzaklara geldiğimden beridir halen daha aynı sayfada. O denli kapalıyım yeni baharlara.
Saydı yerinde bazı kuruntular ve gömüldü derinlere, bir zamanlar değerli olanlar. Başındayken iskelenin, kim bilirdi böyle biteceğini, başlamadan.
Hoş bir yazın loş anıları saklı dört duvara vuran ışığın, kapı eşiğine düşen boş gölgesinin altındaki kutuda. Yakıp yıkılmalı ukdeye terk edilen ne varsa, atılmalı koli koli hayal kırıklıkları sonsuz uçurumlara, bıktım artık her adımda ardıma bakmaktan.
Ne var geçmişimde, günüme lanet okutan?
Hiç. Memnunum artık yaşadığım her andan.
Aştıkça aşalım o halde ukdeleri, yakıp yıkalım her şeyi, atılsın koliler uçurumlardan ve anılmasın gözyaşının sebebi olanlar. Günden güne iyileşiyor oluşumuzun tadını çıkaralım ve çıkaralım bazı yüzlerin eski hallerini aklımızdan, zira artık hayal dahi edemeyeceğimiz kadar uzaklaştılar.
İhtimaller yatını terk edelim okyanusa.
Bu defa kendimizi seçelim, bir kereliğine de olsa.
Anılarını bilmediğimiz insanlara umutlanmaktansa, haykırışını bildiğimiz aynadakine verelim ilgimizi, taşıyalım omuzlarda da şaha kaldıralım tez vakitte, bir sabahın güneşini de gülücüklerle karşılasın artık.
Haykır haykır nereye kadar?
Gittiği yerinde, elbet bir sonu var.
Kendine iyi davranmayan hangi insana armağan edilebilir dünyalar?
Kalbin kalbi, kör topal taşımasına bel bağlayarak, düşürüp kırmasına sebep olma.
Zamanın ne sonundayız ne başında, yalnızca olmamız gereken andan selam çakıyor bize yelkovan.
Bakacağız başımızın çaresine artık anlaşılan, olmadan kıymetlilerimiz, serzenişler iskelesinin bize anlattığı çok şey var. En önceliklisi elbette ki aynadakinin hak ettiği değeri görmesi. Olabildiğince affedici olmalısın söz konusu aynadaki olduğunda.
O da bir fani ve öğreniyor hayatı, yanıla yanıla.
Tövbeli olduğu aşkı da halen daha bahane diye öne sürme ama.
Kim bilir, belki bir yaprak düşer omzuna, barışırsın baharla.