Evet, Tarafından

Evet, Tarafından

Evet, Tarafından

Ben kaçtıkça kovalıyorlar Matmazel… İstemediğimi belirtiyorum ve beni asla yalnız bırakmıyorlar. Üç yıl boyunca benimle yaşadı siyah saçlı badem gözlü korkunç bebek. Bebek gibiydi ama değildi. Camların ucundan aldım ben kendimi. Belki bir adım kala ölüme, içimdeki ben uyardı beni. Ölüm bu kadar tatlı olsaydı, dünyada mutlu insan kalmazdı.

Nurten abla, Nurten ablaa..

Bu kızın sesini neden duymuyorsun?

Anneee.. Korkuyorum tek yatmaya. Koca kız olmuştum oysa.

Yapmayın Matmazel, sizin gibi altmış yıl bir koltuğa mahkum yaşayamam. Sıkılırım bir kere ben.

Hem neşeliyim de. Üç tane yeğenim var, belki onları sevdiğimdendir ölmek istememem. Belki de hala umut vardır, ha ne dersin Tanrım?

Üç beş yıl hapis yatmak isterdim, o hücrede. Vaktim olurdu düşünmeye ve belki kafayı yemeye.

Zaten şunun şurasında kaç yıl kaldı delirmeye?

Aralık geldi ve sokak hayvanlarını düşünüyorum bugünlerde, iş çıkışı o sert rüzgarı suratıma yedikçe daha da iyi anlamıştım onları.

AAAAAA AAAAAAAA

Ölümle burun buruna bir ömür nasıl olur ki?

Çektiğim acıları kahkahalara gizledim, senin gibi. Her insanın vardı derdi. Belki eksik belki fazla. Benim ki bana kadar.

Yok yok yangın yeri burası, yan mahalleyi yaksam ve delilleri koca bir taşın altına atsam, Raskolnikov gibi neden yaptığımı bilmesem sonra.

Soğuk soğuk  terler döksem yatağımda, hiç krize girmedim oysa. Belki nasıl olur öğrensem,

Gerçi ben yan mahalleyi yaksam alevlerin içine kendimi de atarım.

Yanan sadece ben olsam ve bütün dünya kurtulsa.

Bu fedakarlığı yapar mıyım sahi?

Orospu olsam mesela,  alnımın teriyle mi kazanmış olurum para? Orospuluğun alın teri olur mu ki?

Öldürsem kendimi, bütün insanlık kurtulsa? Kurtulur mu acaba?

Tanrıyla karşı karşıya geldiğimde ona derdim, daha iyi bir hayat sürebilirdim ve ben bunu istemedim, bütün suç benim.  Günahlarımı bağışla, affet.

İnsanlık adına yapılabilecek her şeyi yaptım. Kendimi düzeltmekle başladım. Fakat bu dünya bana göre değil. İnsanlar kötü. Kötü kötü kötü

Çok

Çok

Çok

Herkes isyan ediyor, kimse bir şey yapmıyor.

Hey Tanrım, sence neden böyle?

Sanki bu gece annem ağlıyor, gök ağlıyor. Annee

Kaç kere dedim sana ağlama diye. Bak işte, kış için dizmiş reçelleri camın önüne. Reçelden nefret ederim ama annem o kadar güzel ki.

Kışlık paltolar çıktı ve ben gece eve dönerken hayatı sorguluyorum. Aklımda bin tane düşünce ama en güzel yerinde sen. Seni düşünmeden geçmiyor günler, saatler ve dakikalar.

Şaka şaka bazen aklıma bile gelmiyorsun, şimdi ki aşklar böyle.

Vakit varoluşsal sancılar çekmenin vakti. Vakit gizli gizli sigara içerken içinden şarkı söyleyip düşünme vakti. Vakit, düşünmekten kafayı yeme vakti. Gece, yarıyı geçmiş. Hava soğuk, ev sıcak. Camdan bakıp, şımarıkça bir şeylere, birilerine üzülme vakti. Sahte düşünceleri bir kenara atıp, gerçekten sorgulama vakti.

Canım yanıyor, susuyorum. Susmak, şimdi bana kazandırdığın en büyük kötülük. Susmak hiç bu kadar kötü olmamıştı.

Vakit, savaşma vakti. Sana karşı, ona karşı, tüm dünyaya karşı ama en çok kendime karşı.

Gizli gizli yazılar yazıp fark edilmeyi bekleme, bu benim işte. Yıllarca deli gezmiş ama belli etmemiş, daha az nasıl deliririm diye beklemiş bitiç

Bana bakma, ben ancak bunu yapıyorum. Belki giderim buralardan.

Belki de kaçırılırım uzaylılar tarafından.

Evet, tarafından.

Akçora
İyi denemeydi Monteigne
Subscribe
Bildir
0 Yorum
Inline Feedbacks
Tüm yorumları gör
Önceki
Bir Bipoların Günlüğü -1-
Sonraki
Kırmızılı Kadın

İlginizi Çekebilir

kooplog'dan en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerez (cookie) kullanıyoruz.