Yıkımın Ardından: Artık Başlayalım

Kaynak belirtilmedi

YIKIMIN ARDINDAN:

Hayatımızda, dibe vurma evresini sıkça yaşarız, gerçekleşen yıkımlar bize bir enkaz bırakarak, gürültü bir şekilde veda ederler hayatımıza.

Bu vedaların ardından, yani yıkımın ardından, derin bir sessizlik alır iç dünyamızı, hiçbir şeye karşı his besleyemez, hep bir olumsuz düşünceler silsilesi içinde buluruz kendimizi, sessiz bir fırtına gibidir yıkımdan arda kalanlar. Toplanması zor olur, zira hala yığına dönmekte olan molozlar var.

Acıtsa bile yıkımdan, yeni bir yıkımla çıkmak, en etkili çözüm yolu, biten her neyse, iş olsun dostluk olsun, hayat devem ediyorsa eğer bugünler de geçecektir elbet. Sonra neşeli sofralarda atılan kahkahalar ve çekilen oflar ile anılacaklar. Her geçen gün, yıkım kendi kendini silecek sanmayın, yıkımı çaba yok edecek, kulağa biraz tuhaf geliyor yıkımı yok etmek evet.

Oysa neden olmasın ki sonuçta yerlere saçılanlar her neyse, onların toplanma ve başka yerlere taşınma, çöp yığınlarının en dibine atılması gerek, öyle de olacaktır elbet. Birer ikişer kalkacak ortalıktan izler, temiz bir sayfa, belki yeni bir tıraş, değişik bir tarz, farklı bir hobi, günden güne daha da temizleyecektir yıkımın birikintilerini.

Diyeceğiz “Nasıl oldu, Nasıl bitti?”

Malum his geldiğinde…

O HİSSİYAT:

Bilirsiniz, en ağır yenilgilerin, uzun bir süre sonrasında birden bir his gelir ve giriverir insanın içine, artık zamanı gelmiştir, bir iki taşı yerinden oynatıp, toparlanma sürecine, kuvvetli bir besmele eşliğinde girilecektir nihayet. Çoktan da girilmeliydi diye düşünmeyin, iyilik bile yerinde iyilik, yeri değilse kötülüktür yalnızca.

Aslında bakacak olursak, toparlanma süreci çok farklı aşamalardan oluşur, önce umarsızlık gelir, her şey anlamını yitirir, gülüşler ortadan kayboluverir, içten içe deriz ki tamam artık sonundayız yolun, bundan sonrası yalnızca batış.

Sonra faklı bir his gelir, değişim hissi, insanların size olan bakışlarını keşfetmeye başladığınız, yeni ve daha hoşa giden bir evre, özgüven toplamaya başlarsınız eskisinin bilmem kaç katı olur, insanın en sevdiği evre de o dur işte “İşte Başlıyor” anı, adeta sihirli bir meyve etkisi veren, etkili, göz açtıran bir an.

İnsanın tüm umudunu tekrardan cebine dolduran, içini kıpır kıpır yapan, gözlerinden ışık saçtıran, ama bir o kadar da yorucu bir sürecin geliş anını hissetmek, paha biçilemez.

BAŞLADIK:

Artık başladık, bu saniyeden sonra geriye bakanın boynu kırılır, yüzü düşermiş yere, bakmamalıyız yani geriye, geri adı üstünde geçmiş demek ve geçmişle yüzleştiğiniz sürece neler olup bittiğine tekrar bakmaya gerekte yok.

Güzelleşme, iyileşme, kendimize hak ettiğimiz önemi verme zamanı. Spora yazılma, yeni mekanlarla tanışma, yepyeni arkadaşlıklar kurma, sıfırdan bir kimlik, yükselişe geçmek birden olur bu süreçte ama fazla da hızlı gitmemek gerek, bilirsiniz.

Ayarını tutturduğumuz sürece istediğimiz şekilde hamle yapabiliriz satranç tahtamızın üzerinde, mat etmemiz hep mümkün.

İyiliklerin ve güzelliklerin en iyisini bu zamana kadar hep başkaları için yaptık, artık kendimizi şımartmanın ve değiştirmenin zamanıdır diye düşünüyorum, geç olmadan ayağa kalktık, güzel de kalktık ama toz bile kaldırdık ardımızdan. Artık kasıla kasıla yürüyüp, hak ettiğimiz hayata doğru adımlar atabiliriz.

Ne de olsa kimse o hayatı bize altın tepside sunmayacak. Sunmasını istiyorsak da hak edeceğiz, çabalayacağız, insanları iyi etmeden önce kendimizi iyi edeceğiz, ondan sonrası bariz, hayatımızdaki her insana üçer beşer dokunmaya ve elimizden geldiğimizce insanı bataklıktan kurtarmaya bakacağız.

Gelmek isteyene elimizi uzatacak, bazı yerlere zeytin dalını bırakacak, kimilerineyse kızılcık şerbeti yutacağız, onlarla önce içimizde hesaplaşacağız, kinimizi, öfkemizi, nefretimizi bir tarafa, sevgimizi, merhametimizi, pişmanlığımızı bir tarafa alıp. Kalbin ağızını bir bant ile susturup, mantığımızla düşüneceğiz bu noktada. Adalet terazimizde haksızlık olmayacak, herkese hak ettiğini sunup o şekilde, boynumuzu sağlama alıp öyle bakacağız önümüze.

SIRADA NE VAR:

Başladık neticede, hesaplaşmalar da kapandı, günden güne iyi de oluyoruz, peki şimdi ne bekliyor bizi?

Başlangıcın ardından hep yanılgılar ve sahteden oldum hisleri gelir, kanmamak lazım, dev aynasından uzak durmak, mütevaziliğin yanına eklemekte olduğumuz mükemmelliği koruyalım. Sabırlı olalım, bu süreç şakaya gelmez, hayatınız berbat olduktan sonra düzelmeye başladığında hemen “Düzeldim” diyemezsiniz, dersiniz de düzelmezsiniz. Önünüzde uzun bir yol var, dikkatli ama emin, soğukkanlı adımlarla ilerleyeceksiniz.

Zirveye çıktığınızı sizin söylemeniz bir anlam ifade etse de bunun size önce fısıltılarının gelmesi çok daha anlamlı, gerçek olacak, bu yüzden en iyi de olsanız daha iyi olmaya bakmak gerekir. Durmak yok, durmak kabul etmek, bir kata erişince o kata yerleşmek demek, durursanız yerinizde sayarsınız, gelecek olan bütün güzelliklerden mahrum kalırsınız. Çabalarınızı stabil düzeye çekip, kaldığınız yerden devam etmek gerek.

Yoksa işiniz, işten ziyade, yaş.

Erkenden kurdum derseniz imparatorluğu, anında yıkılır başınıza.

Sonra git.

 Ve yeniden toparla. 

Selam Ben Emirhan
Yolunun daha henüz çok çok başında olduğunun farkında olan az insan var hayatta, henüz bir başarı elde edemeden kendini alim sanan çakma filozoflar var, insan, nankör ve kibirli olmasıyla tanınır, ben ise halktan biri, ülkedeki milyonlarca gençten yalnızca bir tanesiyim, Selam, ben Emirhan.
Subscribe
Bildir
0 Yorum
Inline Feedbacks
Tüm yorumları gör
Önceki
Gerçek Arkadaşım Gözümün Önündeymiş

Gerçek Arkadaşım Gözümün Önündeymiş

Sonraki
ÖLÜM KOKAN BEDENİN TOPRAĞI KABULLENİŞİ

ÖLÜM KOKAN BEDENİN TOPRAĞI KABULLENİŞİ

İlginizi Çekebilir

kooplog'dan en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerez (cookie) kullanıyoruz.