Bir toplum fiziki bir hastalığa bağışıklık kazanabilir ama bu toplumun zihinsel bir bağışıklık kazanması diğerinden daha uzun sürer. Fiziki bağışıklığın kazandırılması aylar ,yıllar süren bir bilimsel süzgeçten geçip sonuca ulaşırken ,zihinsel bağışıklık kuşaklar geçen bir süreç izlemek zorundadır. Peki hangi süreç diğerinden daha kıymetlidir ? Zihinsel bağışıklık kazanmış bir toplum ,fiziki bir hastalık ile karşılaştığında bilinçli bir süreç izleyecek çözüm ve bağışıklığın kazandırılması için elinden geleni yapacaktır. Gelişmiş toplumlarda bu durum böyledir. Bu davranışsal ilerleme aynı anda bilimsel ilerlemeyi de yanında getirir. Gelişmekte olan toplumlar ise zihinsel bağışıklıklarını tamamlayamadıkları için kulaktan dolma bilgilerle ,bildiğini sanmakla ya da bilgisizlikle asıl çözüm ve davranışı gözden kaçırır. Aslında bu davranışsal tepki duruma karşı ne yapacağını bilmemekten kaynaklanır. Kitap okuyan bir toplum ise karşılaştığı ilk beklenmez durdurucu ,hayati hamlede sorgulayıcı bir tavır sergiler. Durumu beyin süzgecinden geçirir ,bir hipotez oluşturur ,kaynak bulup okur ,alanında uzman kişilerle istişare eder . Daha sonra hipotezini çürütür veya onaylar ve sonuçta çözüme odaklanır. Toplumun her bireyi bunu yaptığında kazanılan zihinsel bağışıklık öyle bir güç olacaktır ki fiziki bir hastalığa karşı kazanılması gereken bağışıklık onlar için zor bir olay olmaktan çıkıp basite indirgenecektir…
İlginizi Çekebilir
