Ne değişti, bir başkasımı, ben mi ya da zaman mı? İnsanlar bazen çok konuşmaktan bazende susmaktan suçlanır oldu, neden yaptığımız şeyler yüzünden suçlanıyoruzki, biz zaten aynıydık bazıları değiştiğimizi iddia etse bile, yani bizi biz olduğumuz için sevmedilermi konuşmadılarmı, yani bizi kendimiz değil o olduğumuz içinmi sevdiler, belkide hiç tanımak istemediler ya da biz onlar için bir araçtık…Anlamladıramadığımız birçok konu ve sorular, belkide cevaplanamayanlar son kapıda toplanıyordur, o son kapı bazen görmezden geldiğimiz, hayal kırıklarımız, gülümsemelerimiz, umutlarımız, gözyaşlarımız o kapıda birikiyordur bize hiç hissettirmeden belkide yalnızken hissediyorsun, o oda delikten içeri baktığında çok karanlık ama ayağının altında sert birşey hissediyorsun ve gözünü ilk defa yere dikiyorsun ve altından bir anahtar buluyorsun o kadar güzelki ama bu kapının olamazki çünkü kapı tozlu çok eski ama bu deliğe soktuğunda kapı yavaşça açılıyor ama sen kapının açılmasını beklemeden hemen içeri dalıyorsun ve kendini yerde buluyorsun, bu duyguya hiç alışık değilsin çünkü sen hep yükseklerde olmak istiyorsun ama şimdi yerdesin, ne garipmiş ayaklarımı yerden kesen gökyüzü birde ayaklarımı bastığım ıslak toprağın hissi…
Yavaşça yerinden kalkar ve ellerinin ve üstünün çamur olduğunu görür önce hafiften gözleri kızarır, kalbini hissetmez ama içinde derin bir acı vardır bu acı diğerlerine benzemez bu acı bir çığlıktır sanki hemde öyle bir çığlıktırki, gözlerinde anlamsız bir bakış etrafını incelerken yüzünde bir şaşkınlık ifadesi hakimdi daha sonra yüzü derin bir pişmanlığa büründü çünkü girdiği oda çok aydınlıktı ama yavaş yavaş soluyordu ve gittikçede kararıyordu oda parçalanmaya başlıyordu adımlarını hızlandırmaya başladı her bir adımda çöküyordu , düşecekti kaybolacaktı…
Bir ışık süzüldü sonra ona bir el uzandı onu kendine çekti ve uyandığında terler içindeydi derin bir nefes aldı ve elini kalbine koydu ve o kapının anahtarı kalbinin üstünde duruyordu…