Mutluluğun Resmi

Konumuz mutluluk. Prof. Dr. Sadettin Ökten’in bir sözü ile başlıyoruz, insan en çok kendisine yakından bakabilmelidir. İnsanın kendisine bakabilmesi için benlik kavramını iyi oturtmuş olması gerekmektedir. Prof, dr. Hasan bBacanlı’nın bir modeli vardır, şimdi o modelden bahsedeceğiz. Üç tane benlik kavramını iyi benimsemek gerek, biri gerçek benlik, şuan var olan, bunu okuyan, gerçek benlik. İkincisi ideal benlik, olmak istediğimiz benlik, ulaşabileceğimiz en ideal benlik, üçüncüsü, gereken benlik, toplumsal, ideoloji, dini vb. baskılarla oluşan benlik, yani olmamız gereken benlik. Bu üç benlik birbirine yakın olunca insan kendini mutlu hissediyor. Ne kadar yakın olursa o kadar mutlu ve huzurlu hissediyoruz.

Peki bu benlikler birbirinden ayrılırsa ne olur? Gerçek benlik ve ideal benlik ayrılırsa kaygı oluşur. Kaygının sebebi aradaki farkın açılıyor oluşudur. İdeal benlik ve gereken benliğin arası açılırsa tutarsızlık olur. Gerçek benlik ve gereken benlik arasında fark açılırsa, yani potansiyelimizi kullanamazsak, suçluluk hissedilir. Bazen ikili grupla halinde bir tanesinden uzaklaşılabilir. Araların kapanması için üç yol var, birincisi ideal benlik ve gereken benliğin gerçek benliğe yaklaşması, bu kişide atalet duygusuna yol açar yani kişinin gerçek benliğini kabul edip diğer iki benliğindeki beklentilerini düşürmesine sebep olur “inandığınız gibi yaşamazsanız, yaşadığınız gibi inanmaya başlarsınız”. İkincisi ,gerçek benlik ve gereken benliğin ideal benliğe yaklaştırılması, gerçekliğimizi ve olması gereken benliği ideallere göre şekillendirilmesi demek oluyor, bu durum hazzı arttırır. Örneğin Steve Jobs. Üçüncü, gerçek benliğimizle ideal benliğin gereken benliğe yakınlaşması, kişinin kendini aşması ve topluma fayda sağlaması, toplumda bir değişikliğe yol açması örneğin, Yunus Emre, Mevlana.

begum-ilkturk
Subscribe
Bildir
0 Yorum
Inline Feedbacks
Tüm yorumları gör
Önceki
Hayatta Kal 5
Sonraki
Hayatta Kal 6

İlginizi Çekebilir

kooplog'dan en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerez (cookie) kullanıyoruz.