Deprem günlükleri “ölüm görünür oldu”

Kaynak belirtilmedi

ÇIĞLIK

 Sadece bir kaç gün önce dinlediğim Mary On A Cross müziği bu karanlık dünyanın ortasında kafamın içinden geçip dudaklarıma ulaşmak için çırpınıyordu. Ruhum utanmıştı mantığımdan, sustum. Sanırım aklımı yitiriyordum. Daha yeni başlamıştı oysaki bir felaketin ilk çığlığı. Kulakları delen bu çığlığın benzer tınısını dört yıl önce bir acilin karşısındaki apartta uyurken, gece üç suları işitmiştim sanırım. Rüyalarımı kabusa çeviren ve gecelerimden uykumu çalan o çığlık… Bir kaybın, bir boşluğun, bir öfkenin, bir inkarın, bir çaresizliğin, bir acının, bir korkunun tek bir kelimede toplanmış hali; çığlık…

1.BÖLÜM

   Huzursuzluk vardı üzerimde. Saat gece bire yaklaşmak üzereydi ve çok erken uyanacağım için şimdiye uyumuş olmam gerekirdi. Huzursuzluk; her zaman olan bir şeydi lakin bu seferki uykularımı da çalmıştı. Günlük diye adlandırdığım fakat sadece duygusal böbürlenme lerimi yazdığım kara defterimi açtım. Belki benim farkedemediğim ve yazılmayı bekleyen yine birikmiş dertlerim olabilirdi. Belki bunlar bana huzursuzluk veriyordur.Yazı yazarken ellerim ve kafam arasındaki bu gizli anlaşma beni hep etkilemiştir. 

“Sanırım duygularımla bir çocuk kalmaya devam edecektim onda. O bana ait olmayan bir yapboz parçası gibiydi. 

İnsanı mutlu eden neydi? İstediği bir şey için çabalamak mı? Çabaladığı şeylere ulaşmak mı?

Her şeyin belli bir zamanı oluyordu. Uzun süren çaba da, istenilene ulaştığımız süre de artınca, insanoğlu sıkılıyor ve uzaklaşıyordu.  Belki de böyle olacaktı. İki farklı hedef ve ulaşınca bitecek bir heves…”  

  Yazdığım cümleleri tekrar tekrar okudum, gariplik vardı.

Cümlelerim bile bozuk gelmeye başladı bu gece bana. Yazmayı bıraktım.

 

Her neyse deyip gruba bir mesaj yollaması için rehberliğe ödev kontrolünün yapılacağını bildirdim. Kimisi ödevi yetiştirmek için uykusuz kalacak kimisi yorgunluktan derin uykuya dalacaktı. Bu çok basit görünen mesaj benden belki de mesleğe duyduğum sevgimi çalacaktı. 

 Sabahki iş için kıyafet ayarladım ve tırnaklarıma saten kumaş gibi görünen pembe bir oje sürdüm. Esmerliğim, hele ki ellerimin esmerliği her gün ki gibi bu gece de beni sinir etmişti. Ojenin kurumasını beklerken instegramda reelsleri izlemeye başladım. O kadar aptalca videolar vardı ki, bunları izlerken bile zeka seviyemin düştüğünü hissedebiliyordum. Sonraki video beyni dinlendiren bir kaç müzik önerisi idi. Dikkatimi çekti, uyumama yardımcı olabilir diye düşünüp üç parçadan rastgele birini seçtim. AİRSTREAM ELECTRA 

Ablam bugün merkezdeki evde kaldığı için odasında ben yatacaktım.  Tek başıma ve özgürce…

 Yağmur tüm kızgınlığını camları döverek gösteriyordu bana. Bu gece de bir huzursuzluk gerçekten vardı. Kanıtlayamıyordum ama hissediyordum. Balkona çıkıp nefes almak istediysem de son anda vazgeçtim. Derin nefes alarak ve imkansız aşklarımı düşünerek bir kaç saat daha harcayacaktım. 

Kıyafetti, o şu bu derken saat üçü biraz geçiyordu.Sabahın benim için ne kadar eziyet olacağını ve uykusuzlukla afallayacağımı hissediyordum. İşimin hakkını vermek için uykuma çok önem veriyordum. Aksi halde kendimi iyi ifade edeceğime inanmıyordum. Hayat bana bunun da kendi saçmalıklarımdan biri olduğunu uykusuzken bile bir çok düşünceyle boğuşulabileceğimi öğretecekti.  Müziği de çoktan açmıştım. Nakarat kısmını sevmiştim ve bir kaç sakika sonra nefret edecektim…
 

04.17

Esyalar mı kıpırdanıyordu yoksa başım mı dönüyordu?

ÇIĞLIK…
 


 

 

S.Küçükoğlu
Önceki
BİRİKİNTİLERİMİN ÜZERİNDE İLERLERKEN
Sonraki
Yazın Keyifle ve Bir Çırpıda Okuyacağınız Kitap “ Beş Sevgi Dili” . Beş Sevgi Dili Nedir? Sevgi Depomuzu Nasıl Doldururuz? Etkili ve Sağlıklı Bir İletişim İçin Ne Yapmalıyız?

Yazın Keyifle ve Bir Çırpıda Okuyacağınız Kitap “ Beş Sevgi Dili” . Beş Sevgi Dili Nedir? Sevgi Depomuzu Nasıl Doldururuz? Etkili ve Sağlıklı Bir İletişim İçin Ne Yapmalıyız?

İlginizi Çekebilir

kooplog'dan en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerez (cookie) kullanıyoruz.