BİR ÖNDER Mİ YOKSA BİR TİRAN MI?

1. BABA SEVGİSİ

  • Stalin, ilk oğlu Yakov’a karşı o kadar sertti ki Yakov intihara

teşebbüs etti. Hayatta kaldığında ise Stalin’in tepkisi bir

evlat için son derece yıkıcıydı. “Doğru düzgün ateş etmeyi

bile beceremiyor” demişti Rus lider… Yakov, Kızıl Ordu’daki

görevine devam etti fakat II. Dünya Savaşı sırasında Almanlara

esir düştü. Alman Mareşal Freidrich Paulus’ un iade edilmesi

karşılığında oğlunun sağ salim eve gönderileceği sözü verilmiş

olsa da Stalin bu teklifi reddetti. Yakov’un daha sonraları bir

toplama kampında kendisini elektrikli çitin üzerine atarak 

intihar ettiğine inanılıyor.

  • Stalin, tek kızı Svetlana’yı taparcasına seviyordu. Ona “minik

serçe” adını takmıştı. Annesinden aldığı kızıl saçları ve çilleriyle

babasının gurur duyduğu biricik kızıydı. Svetlana bir gün şöyle

demişti: “Beni araba kullanırken izledikten sonra neşeyle gelip

yanıma oturdu. Benimle gurur duyduğunu hissettim. O arabayı

kullanabildiğime inanamıyordu.”

ABD’ye sığınma talebinde bulunduğunda dahi babasını

kınamayı reddetti. Ona duyduğu sevgi ve saygıyı ifade

etmekten hiçbir zaman çekinmedi.

2. EKONOMİK GELİŞİM

  • Stalin dönemindeki ekonomik yükseliş dikkatleri çekse de

büyüme rakamlan oldukça tartışmalıydı. Batılı kaynaklara

göre büyüme oranı %2,9 iken, ulusal kaynaklarda %13,9’u

gösteriyordu. Kesin olan bir şey varsa o da bu sanayileşme

hareketi uğrunda milyonlarca masum insanın hayatından

olduğuydu. Acımasız rejimin özellikle kırsal bölgelerde yarattığı

kıtlık 10 milyon kişinin açlıktan ölmesine neden oldu.

  • Liderliği döneminde Stalin, Sovyetler Birliği ekonomisini

geri kalmışlıktan kurtardı ve topyekûn sanayileşme hareketiyle

ileri taşıdı. Beş yıllık planlar dahilindeki modernleşme

hedeflerine ülkenin zayıf ekonomisine rağmen ulaşmayı

başardı. Yeni ürünler geliştirildi, üretimin ölçeği ve verimliliği

arttırıldı. Bu sanayileşme hareketi ülkenin Il. Dünya

Savaşı’ndan zaferle çıkmasına yardımcı oldu.

3. ÖLÜMÜ

  • 2 Mart 1953 günü sabah saatlerinde Stalin felç geçirdi.

Rusya’nın en güçlü adamı gece saat 22.00’ye kadar kendi idrarı

içinde sırılsıklam bir halde yapayalnız ve çaresiz beklemek

zorunda kaldı. Gardiyanları korktuklan için gün boyunca

odasına girememişti, zira onun emirlerine uymayıp odasına

girmenin bedeli ağırdı, hatta bazen ölümdü. İroniye bakın

ki kurduğu korku rejimiyle kendi tabutuna son çiviyi kendi

elleriyle çakmış oldu.

  • Stalin öldüğünde herkes yasa büründü. Ülkenin kederi öylesine

büyüktü ki sanki halkla birlikte ete kemiğe bürünmüştü. 

Cenazesinde binlerce kişi gözyaşlarına boğuldu ve ülke

genelinde toplu anma törenleri düzenlendi. Birçokları için

Stalin, Çarlık rejimini geri getirmek isteyenleri defetmisti

ve ülkenin gördüğü en büyük liderdi. Ayrıca, II. Dünya

Savaşındaki zaferin başmimarıydı. Naaşı ünlü Sütunlar

Salonu’na konduğunda üç gün ve üç gece boyunca ziyaretçi

akınına uğradı. Halk, saygısını sunmak için kuyruğa girmişti.

4. SOSYAL ÖZGÜRLÜK

  • Stalin’ in egemenliği altında birçok temel kişisel hak ihlal edildi.

Din özgürlüğü ise tamamen ortadan kalktı. Ülke çapında din karşıtı 

propagandalar yapıldı ve ayrımcı kanunlar uygulanmaya başlandı.

Dini inanışa sahip olan herkes ölüm tehdidi altındaydı. Öte

yandan, on binlerce rahip, keşiş ve rahibe Stalin’in emriyle

öldürüldü. Baskı rejimi genel olarak sosyal özgürlüğü yok etti.

  • Stalin döneminde kadınların yaşam koşullan büyük ölçüde

iyileşti. Eğitim ve istihdamda eşit haklara sahip oldular ve daha

önce sımsıkı kapalı olan kariyer kapıları onlara da açıldı. Stalin

zamanında doğanlar belki de tümüne yakını okuryazar olan

ilk nesildi. Tüm ülke genelinde verilen sağlık hizmetleri halkın

ortalama yaşam süresini uzattı, tifüs ve kolera gibi hastalıkları

rekor denecek bir oranda azalttı.

iletişim: giritberkan@outlook.com.tr
Subscribe
Bildir
0 Yorum
Inline Feedbacks
Tüm yorumları gör
Önceki
İstanbul Müzik Festivali 50.yılını kutluyor!
Sonraki
Aynaya Bakma Zamanı Geldi

İlginizi Çekebilir

kooplog'dan en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerez (cookie) kullanıyoruz.