Çoğu ebeveyn çocuklarının mutluluğu, huzuru, gelişimi ve daha fazlası için elinden gelenin en iyisini yapmaya çalışır. En azından bunun için çabalar. Eğitimleri, meslekleri, sosyal çevresi konusunda en duyarlı hale bürünür ve evlatlarının üzüntüden uzak bir yaşamı olması adına bazı kararlar verir.
Öyle bir şeydir ki herkesin şanslı doğmadığı bu dünyada aileleri ile sorunlar yaşayan küçük kalpler de mevcut. Peki bu küçük kalplerin sorun yaşadığı aileler nasıl aileler?
1) Her şeye Karışan, Otoriter Ebeveyn
ORAYA GİDEMEZSİN!
Böyle söylemek çoğunuzda “ailedir karışır.” İzlenimi verebilir. Takdir edersiniz ki Bir ailesinin hayatında kararlar alırken ona yardımcı olmasını ister. Hepimiz zor anımızda ailemizi yanımızda görmekten, fikirlerimiz doğrultusunda bize akıl vermelerinden dolayı onlara minnet duyarız. Ya hayatımızı yönlendiren aileler onlar da normal midir?
Her bireyin hayatındaki kararları alma özgürlüğü vardır. Yapacağı mesleği, okuyacağı okulu, giyeceği kıyafeti, konuşacağı insanı, beraber olacağı kişiyi kendisi seçmelidir. Bu karaları verirken yanında bir danışman olmanın yanı sıra bu kararları kendi vermeye çalışan aileler bulunur. Bu aileler kendi istedikleri dışında bir şeyin gerçekleşmesi durumunda pek iyi tepki vermeyebilirler.
Bu özelliğe sahip aileler oldukça baskıcıdır. Çocuklarının onlara boyun eğmesini ve verilen her kararda itaat etmelerini beklerler. Başkalarının fikirleri onlar için önemli değildir. Onlar için bir tane doğru vardır o da kendi doğruları. Koydukları kurallara ve yasaklara uyulmasını beklerler. Onlar için önemli olan kendilerine uyulmasıdır. Ailede ki her bireyin söz hakkına sahip olmasındansa kendilerini üstün görürler ve söz hakkı sadece kendilerindedir.
2) Mükemmeliyetçi Ebeveyn
100 NİYE ALAMADIN!
Her insan bazı noktalarda yetersiz olduğunu düşünebilir ve bunun en iyisi için gayret gösterebilir. Yapabileceği son noktayı görmeye çalışabilir ve zorlukları böyle aşmaya çalışabilir. Fakat olduğumuz insandan farklı bir insana dönüşemeyiz ve kapasitemizin yettiği kadar başarılı olabiliriz.
Mükemmeliyetçi aileler de tam olarak bu konuyu kavrayamamış olup çocuklarına en iyisi, en mükemmeli olmayı zorunlu kılar. Ortalama bile kabul edemez ve evlatlarına bu sorumluluğu yükler. Yetersizlikleriyle alay edip aşağılayabilirler.
3) Kendi Çocuklarına Cinsel İstismarda Bulunan Ebeveyn
Anlatırken ne kadar aile diye bahsediyor olsakta bu kavramdan çok uzakta olan bu insanlar da çocuklarına çocuk gözüyle bakmazlar. Amaçları, fikirleri başkadır. Evlatlarına vermeleri gereken şey sevgi ve şefkatken onlar maalesef başka bir şeyin hayalini kurarlar.
Taciz, tecavüz, istismar, şiddetten uzak durması gereken her çocuğu bizzat kendileri içine çekerler. Yaşanılan bu olaydan zevk aldıkları için maalesef çocuklarını kullanırlar.
4) İlgisiz Ebeveyn
Her insan hayatına almış bireylerden sevgi, ilgi, şefkat ve güven bekler. Tabii bir de ailelerinden bunu bekleyen çocuklar mevcut dünyamızda.
Bir çocuğun en çok istediği şey en sevdiği oyunun satın alınması değildir. Ya da en sevdiği çikolatanın tadına bakmak onları mutlu etmez. Ailelerinin mutlu olmasıyla mutlu olur. Onlara gösterilen sevgi ile gülümserler.
Bu toksik ailemizde anlaşılacağı üzerine bunu vermeyip çocuklarını mutsuz eden ailelerdir. Gerek birbirleriyle kavga eder, gerek eve geç döner hatta bazen gelmezler. Bu durumu çocuklarının önünde yaşamaktan asla gocunmazlar. Tabiri caizse doğurduktan sonra onlar için bir anlamı kalmaz.
5) Başkalarıyla Kıyaslayan Ebeveyn
Bu durum çoğu zaman hepimizin başına gelen bir durum gerek kardeşimizle, gerek komsuşunun çocuğu ile kıyaslanılıyoruz. Sonucunda azimli olup onlar gibi olmamızı, onların başarısına ulaşmamızı isteyebiliyorlar.
Sürekli olarak onları övüp sizi yeren bu aile tipi de toksik aile arasında ki yerini alıyor. Yetersiz hissedebileceğimizin, üzülebileceğimizin, hatta bazen dışarı bile çıkamayacak olmamızın mimarı olabiliyorlar.
…
Birçok toksik sıfatıyla adlandırabileceğimiz aile var. Normal dışı bu ailelerin kendilerini düzeltmeleri doğrultusunda yaşadıkları hayatın daha güzel olabileceği gerçeği aşikar. Kendilerine sağladıkları huzur dışında bunu doğurduğunuz ve bakmakla yükümlü olduğunuz çocuklarınıza da sağlayabilirsiniz.
Kısacası; her çocuk mutlu ve huzurlu olmayı hakeder. Bunu aileleri ile yaşamaya, onlarla paylaşmayı ister. Çocuklar ilk eğitimini aileden alırlar. Çocuklarınıza ne öğretirseniz onu öğrenirler. Yaptığınız her kötülüğün ileri de çocuğunuz tarafından başkasına yapılmaması kesin değildir. Sizden öğrendiğini başkasına uygulaması imkansız değildir. Böyle olsa bile bunun yanı sıra onlara psikolojik yaralarda açabilir, hayatı boyunca mutsuz olan bir gençlik yetiştirebilirsiniz. Çocuklarınızın mutluluğu sizin de mutluluğunuz olsun.