#epmaworld
Asistanın, asistandan çektiğini bir Allah bilirdi, bir de ca’nım meslektaşlarım!
O pozisyona gelmeye görelim; ayağımızın tozuyla bile işimizin üstadı kesilir, kurumun da, yöneticimizin en ala savunucusu oluverirdik; en çok da birbirimize karşı!
Velev ki yöneticiler arasında gizli bi çekişme olmasın; asistanların iletişimine bakıp anlardınız durumun vahametini. “Benimki daha kıdemli, benimki daha prestijli, benimki seninkini döver” durumları
Yöneticiler kuzu kuzu geçinseler bile ortalığı kızıştıranlar olur, “Ali Bey asistanına kafadan izin vermiş, yeni bilgisayar aldırmış, maaşını bile arttırmış!” gibi kinayelerle nifak tohumları itinayla serpiştirilirdi
Telefon görüşmelerinin sadece asistanlar marifetiyle yapıldığı yıllarda, yöneticilerin konuşacağı hepi topu 2-3 dakika için, asistanların ön didişmesi evlere şenlik olurdu:
-Önce sen bağla
-Yok, sen bağla
-O halde birlikte bağlayalım -Hadi 3,2,1…
diyalogları her seferinde “inşallah, maşallah bağlanmıştır” dualarıyla biterdi…
Neyse ki geçmişte kaldı çoğu; teknolojinin gelişmesi, değişen liderlik ve asistanlık anlayışı ve yatay yapılanmanın yaygınlaşması ile hiyerarşik sınırlar eski belirginliğini yitirdi; mesleki dayanışmanın önemi ve gereği daha anlaşılır oldu.
İyi de oldu, çok iyi oldu.
Not : Eskileri severim; bazı şeyleri hele, eskide kaldıkları sürece daha fazla severim😅