Tarih hoşumuza giden yemek çeşitlerinden keyfimize göre aldığımız bir açık büfe değildir. Bu sözü nereden not aldım hiç hatırlamıyorum. Tarihten işimize yarayanları hesabımıza gelenleri öyle hatırlamak istediklerimizi seçip alamayız. Tarih bir gün gerçekleri söyleyecek diye bugünden seslenişimiz bu yüzdendir belki de. Tarih karşısında hiçbir dine millete, halka, inanca borcumuz yoktur. Tarih karşısında tek bir şeye borcumuz vardır; hakikate.
Evet, tarih bir gün gerçekleri yazacaktır. Bugüne dair her şey tarihin malzemesi olacaktır bir zaman sonra. Bugün yaşadığımız her şeyi tanıklıklarımızı, yazacak tarihçi. Ama o tarihçi doğaya yaptığımız ihanetin bedeli olarak on binlerce insanı kaybettiğimiz salgın sonrasında neler yazacak diye düşünmeden duramıyorum.
‘’ Yıl 2020 dünya bir pandemi yaşamış on binlerce insan ölmüştür. ‘Şeklinde bir kuru cümle olmayacağı kesin.
Tarih, olayları neden ve sonuç ilişkisi içinde anlatmalı derlerdi hocalarım. Sonuç (matematiksel bir veri, acı bir veri olacak tarih sayfalarına düşen ) ismi bilinmeyen on binlerce can. Ama nedenleri ….
Evet tüm bu nedenleri bizler yarattık. Tüm dünya, bütün devletler sorumluları. Kimler üzerilerine düşen bu sorumluluğa sahip çıkacak çok merak ediyorum. Sağ kalanlar tüm bunlardan ders alıp yarattıkları bu dünyayı tekrar düzeltebilecekler mi yoksa 2020 yılı corona salgını yüzünden on binlerce ölüm gerçekleşti diye mi not düşecekler tarihe.Sonra yollarına devam mı edecekler bir şey olmamışcasına.
Umarım tarih hakikate olan borcunu ödeyebilir. Ama o tarihi yapanların da yazanların da biz olduğumuzu unutmamak gerek. Yani hakikate borcu olanlar da bizleriz bu durumda. Bu nedenle yaşanılanları tüm çıplaklığı ile masaya yatırmalı ve tarihe doğru kayıtlar bırakmalıyız.
Yaptığımız her yanlışı görmezden gelerek ve onları gömerek yaşamaya devam ettiğimiz sürece unutmamalıyız ki zamanla kabaran toprak yalnızca ölüleri kemikleri değil hakikatleri de bize geri verecektir.
Yani hakikatten öyle ya da böyle kaçışımız yok anlayacağınız.
