Bilinmezligin icerisinde. Gitmek isteyip gidememek. Muhtac olmak ne kadar zor. Aci sarap gibi. Keyif veriyor fakat bogazini yakiyor.
Kendin de guc buluyorsun bulmasina fakat zaafin olan sevdiklerini birakip gidemiyorsun. Uzmemek adina bazen kendinden odun veriyorsun. Gece sonu da huzurla uyamaya calisirken yapamadiklarin icin keskelerinde boguluyorsun. Sanki keskelerini bir kovaya koymussun da onlari da atabilmen icin ucsuz bucaksiz, denize dokmek istiyorsun. Sonu olur mu diye dusunuyorsun cunku keskeler her kalibin seklini aliyor ve sonu yok.
Kendi ozsaygini cignemenin verdigi huzursuzluk icerisin de yanip tutusuyorsun ve ofkeni yine kendine kusuyorsun. Aynaya baktigin da artik kendini taniyamaz hale gelmissin ve bu yabancinin neler yapabilecegini dusunuyorsun.
Kendinden bir o kadar uzak kalmak, icini yiyip bitiriyor. Labirentte kaybolmus durum da yolunu bulmaya calisiyorsun. Nefes nefesesin. Endiseli, telasli ve bir o kadar yalniz. Karanliginin sonu aydinlik mi?

İlaçla kendini kandırdığın senin için en iyisi oluverir.Bu da geçer neler geçmiyor…
İnsanların bazen neden ne için yaptıklarını anlayamamak çok yorucu.Düşünmek istemiyor sadece yaşıyoruz.Kendinden ödün de vermek istemiyorsun fakat duyguların esiri olmuşsun bir kere oluveriyor işte.Gerçekleri kulağınla bile duysan inanmak istemiyorsun…
İnsanlar çok acımasız öğreniyorsun.Ne primler uğruna aşklar heba ediliyor hiç utanmadan.Bir anlık böbürlenme herşeye bedel mi? Sanırım öyleymiş, sanırım herşey boş…
Bu boşluk hissi gitmeye ndn olur bazen.Bazen kendin için en kötüsü olduğunu düşündüğün,yataklara düştüğün dört yıldır ilaçlarlaen iyisi oluverir
Duygularınızı çok iyi anlıyorum.sizi bogan durumu kesip atmadıgınız sürece size uyku yok. Tebrikler cesaretle yazdığınız için