Her Şeye Rağmen Sevmek Güzel

   Bundan bir yıl öncesine kadar aşkın ne olduğunu bilmiyordum. Gerçek sevgi nasıl olur, ne hissedersin, hep düşünüp dururdum. 

    Geçen yıl sonbaharda bir kızla tanıştım. Kendi kararsızlıkları içinde mücadele ediyordu. Fiziksel olarak ufak tefek bişeydi ama çok kuvvetli bir ruhu vardı. Hayat çok yormuştu onu ama buna rağmen mücadeleyi asla bırakmamıştı. 

    Sosyal medyadan tanışmıştık ve yüzleşmek istedik. On gün beraber olucaktık aynı evde yaşayacaktık.  Sabah otobüs durağında ilk gördüğümde heyecandan nasıl davranacağımı bilemedim. Merhabalaştıktan sonra heyecanımı gizlemeye çalışarak eve gitmiştik. On günün sonunda terminalde vedalaşmak için sarıldığımızda bunun bir son olduğunu anlamıştım.  Otobüse bindikten sonra gözlerim biraz dolmuştu o gün gözlerimin dolmasını ve onun benden gittikten sonra ağlamalarımı asla bileyecek kendisi. Hep duygusuz olduğumdan şikayet ederdi. Kendisi sebepsiz yere biranda gözyaşlarına boğulur sezsiz sezsiz ağlardı. Gözyaşlarını gelecek günahları için mi yoksa işlediği günahları için mi döktüğünü azma öğrenemedim ve öğrenemeyeceğim. 

    Otobüs kalktıktan biraz sonra “seçose” diye bir mesaj attı. Bu ne diye sorucakken “ seni çok seviyorum cümlesinin kısaltmasını yaptığını anladım. O gün hayatımın en güzel günüydü. Sevilmeyi bilmiyordum. Yaşamamıştım daha önce böyle bişey. Bir cümleyle dünyaları bana vermişti. 

Fiziksel olarak aynı şehirden ayrılması ve gelirken yanında kalbini getirmemesi hiç olmayan bizi bir hiç gibi bitirmesindeki en büyük nedendi. 

Onunla beraberken hayatımın en mutlu on gününü yaşattığı için bile bir ömür minnettar olacağım kadın goddess, her ne yaşanmışsa bütün kabahatin kendimde olduğunu düşünüyorum. Sen o kadar mükemmelken sana kusur bulmayı ne kendime nede kusurları sana yakıştırabiliyorum.

    Şimdilerde sensizliğin bıraktığı dikiş izlerine bakarak “Sensiz geçen süre içinde kelimelerin cinayet işlediğini öğrendim” diye başlayan mısralar yazıyorum. Seni çok seviyorum. 

Sensiz geçen süre içerisinde kelimelerin ciyayet işlediğini öğrendim. “Seni sevmiyorum”

İki kelimeyle boğazıma doladığın sözcüklerin izi kaldı boynumda. 

Bütün vücudumu saran seni yıkamak istedim yağmurda. 

Gök gürültüsünden çok korkardım oysa. 

Bazı geceler şimşikler çok şiddetli çakardı. Şimşeklerin arasında hayalet gibi görünen yüzün, yüzünde tarifsiz bir hüzün vardı. 

Tarifi imkansız duygularla kıvranırken, sen şimşeklerin arasından bana bakar ve acırdın. Sensiz geçen her saniyemde isyan ederdim tanrıya. 

Tanrım neden çilekli pastayı çok gördün bana.  Toprağa tapmayı düşündüm biara. 

Eve kestirme olan toprak yolun yağmur yağınca çamuru geldi aklıma. 

Yüzatmışbeş santimle yukardan baktım ona da. Sonra ölüm geldi aklıma. 

Tanrım kimin yaşayıp kimin öleceğine sen karar veriyormuşsun. 

Kararını vermeden önce üç beş saniye heyecanlı bekleyiş sunuyor musun kullarına? Ölümü de sevmedim geçelim diğer fasıla. 

Fasıl dedimde aklıma geldi ömür kaç bölüm ya? Bir insana ortalama yetmiş yıl yazalım Tuvalet,banyo, yemek, uyuku gibi şeyleri reklama sayalım, otuz fasılda anlaşalım. 

Canım çok sıkılıyor bir kaç zenci asalım. 

Bakir ve bakire olanları tanrıya adayalım 

Zenciden goddess için kurban olmaz

Ben goddess için kendimi asarım. 

M.A.

Pietas
96 doğumlu lisans coğrafya mezunu
Subscribe
Bildir
0 Yorum
Inline Feedbacks
Tüm yorumları gör
Önceki
Nasılsın?..
Sonraki
Ömür Fabrikası

İlginizi Çekebilir

kooplog'dan en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerez (cookie) kullanıyoruz.