Gelecek dediğimiz günler, bugünlerin mimarıdır. Bugün mimar etmeden sessiz kalıp inşa etmediğimiz ve sessizliğe mahkûm ettiğimiz anda, geleceğimizi kemiren yıkan bu sessizliğimiz bizi yıkıma dehşeti yaşamaya, mahkûm edecektir. Bugünlerde yarınların yasını tutmak için değil, yasların olmaması için yine düşüncelerin içine gömüldüm. Kötülerin var olmasıyla olan bir şey değildir belki etken olabilir, lakin buna kayıtsız kalan insanların var olması, sessiz kalması yıkar.
Gecenin bu vaktinde, nöbetçi kalan ve gece vardiyasında fikrin sıkıntısını çekerek yazıyorum. Beni kırbaçlayan fikrin sancısı, yarınların güzel olması için bugünden suskun kalma sen konuşarak yaz diyerek, şaha kaldırıyor ve bende nasıl buna sessiz kalabilirim ki? Tebessüm ettiren yarınları kim istemez ki, bugünlerde korona sebebiyle yüzlerimiz gönüllerimiz acıyla üzgün gezerken? Böylesine güzel dünyanın içine, pislikleri serpenlere sessiz kalmamızın neticesinde, hala zulümler devam ediyor nedense!
Ben bir sefil yazar şair bunu sizler gibi hissederken, dünya insanları olarak birlikten uzak olmamız nedeniyle, karşı çıkmaktan aciz oluşumuz da yürekten yaralıyor beni! Duygularımız hislerimiz bu kadar kör hissiz olamaz, bunu hissiz yapanların karanlık perdelerini yırtarak gönlümüzle aydınlık etmek varken, hala farkında değiliz ne yazık ki! Benim villam olsun iki arabam bir yazlığım, yurt dışında evim olsun fonlarım dolarım olsun, diye boş hayallerin peşinde koşmaktan bunları göremiyoruz ne yazık ki! Bu bizi ezen bir izdihamdan başka bir şey değil emin olun! Ekmeğimizi benliğin zehirli suyuna bandıkça tat alamıyoruz, hala banıyoruz, saklıyoruz kaçırıyoruz ellerinden alıyoruz, ayak kaydırıyoruz…
Gülenlerden sevenlerden olmak gerek, yoksa bakın dede efendi ne güzel anlatmış.
“Ben seni sevdim seveli kaynayıp coştum
Aklımı yağmaya verip, fikrimi şaştım
Mecnun’a şimdi eş olup dağlara düştüm
Sor güle bülbül ne çeker yârin elinden
Bir dahi gül koklamayım yârin elinden
Dede Efendi”
Dünya bize armağan iken, darmadağınık edene sessiz kalmak çok acı! Bunu anlatırken kelimeler kifayetsiz kalıyor! Dünya niyet torbasında çekilen bir dilek ve sonucunda kaybedilen bir âlem değil, kendi elimizle sahip çıkmadığımız anda kaybettiğimiz bir âlem, yazsın kalem, yazarken de versin selam, dilde eksik olmasın ne olur güzel tatlı bir kelam, sözü olan varsa söylesin susmasın artık vesselam.
Mehmet Aluç