Gece olunca yatağıma uzandığımda, karanlık odamda yalnız kaldım. Gelecek kaygısıyla dolu düşüncelerim beni rahat bırakmıyordu. “Acaba yapacaklarım yeterli mi?”, “Başarılı olabilecek miyim?”, “Sevdiklerimle mutlu bir gelecek kurabilecek miyim?” gibi sorular zihnimde dönüp duruyordu.
Bu endişe dolu geceler, gün geçtikçe beni daha da yıpratıyordu. Uykusuz geceler, sürekli gerginlik ve endişe… Her günüm bu belirsizliklerle doluydu. İş yerinde odama kapanıp saatlerce geleceği düşünüyor, ne yapabilirim diye kendi kendime sorular soruyordum. Ancak cevaplar bulmak zorlaşıyordu.
Bir gün bir arkadaşımın tavsiyesiyle meditasyon yapmaya başladım. Zihnimdeki gürültüyü azaltmak, iç huzurumu bulmak için çabalıyordum. Meditasyon sayesinde endişelerim biraz olsun hafifledi. Daha net düşünmeye başladım, olumsuz düşüncelerimi kontrol etmeyi öğrendim.
Zamanla, gelecek kaygısı beni esir almaktan uzaklaştı. Kendime güvenim arttı, hayallerime olan inancım güçlendi. Her günümü daha pozitif ve umut dolu geçirmeye başladım. Geleceğe dair belirsizlikler hala var olsa da artık onlarla başa çıkabileceğimi biliyordum.
Sonunda fark ettim ki, gelecek aslında şimdiyi doğru yaşamakla ilgiliydi. Endişelenmek yerine bugüne odaklanmak, elimden gelenin en iyisini yapmaya çalışmak gerekiyordu. Geleceği planlamak elbette önemliydi ancak bugünü yaşarken keyif almayı da ihmal etmemek gerekiyordu.
Ve işte şimdi, geçmişteki o karanlık günler geride kaldı. Gelecek hala belirsiz olsa da içimdeki umut ve güçle onunla başa çıkabileceğimi biliyorum. Her günümü olumlu düşüncelerle doldurarak, geleceğe daha umut dolu bakıyorum. Gelecek kaygısının beni esir almasına izin vermeyeceğim, çünkü ben bugünümü en güzel şekilde yaşamaya karar verdim.
