BİR ZEKERİYA TELAŞI
Bir Zekeriya telaşı sarsa içimi
İbrahim Halilullah kadar
Teslimiyetçi olur muyum?
İnsanlığımı aşarak
Ateşi gül bahçesine çeviren ben değilim
Ateşi gül bahçesine çeviren İbrahim de değildi
Bir Zekeriya telaşı sarsa içimi
Acaba
Bir ağacın kovuğuna sığınacak olur muyum?
Yoksa İbrahim gibi
Putları devirecek gücü
Kendimde bulur muyum?
Toplumumun inandığı dinin kafiri olur muyum?
Bu ne büyük cesaret
Devrimciler esas size imrenmeli elbet
Putların boyunlarını kırıp
Baltayı da baş putun koynuna koyuverip
Durun bir dakika
İşte bu baş put yaptı tüm bunları
Lat, Menat, Uzza her neyse onun adı
Deyiverdiğinde İbrahim
Onlar ise
Hayır !
Olamaz!
Deyiverdiler hep bir ağızdan
Böyle bir şey nasıl olabilir?
O yalnızca bir puttur?
Onun bizim gibi bir kuvveti yoktur
Bir Zekeriya telaşı sarsa içimi
Hemen söze girip Halilullah misali
Mamafih Bir iradeden de yoksun
Öyleyse sizin hayatlarınızı tahakküm altına alacak değil
Kendi elllerinizle taştan, tahtadan yaptıklarınızdan niçin medet umuyorsunuz?”
Niçin bunlara matufsunuz?
Diyebilecek miyim?
Metrelerce kar altından filizlenen bir kardelen gibi durabilecek miyim?
Ben Ne bir Zekeriya ne de bir İbrahim?
Zira onlar peygamberdir bilirim
Sen özel bir ehemmiyetle sakınırsın onları
Sana ayandır halim
Tahtın, kalbimdir bilirim
Pek temiz değildir onu da bilirim
Bir Zekeriya telaşı sararsa içimi
Senden İbrahim’in dirayeti Zekeriya’nın hali hürmetine
Mülkün sahibi Allah’a mektup niyetine
Bir kulu kisvesi altında
Bir dilencisi olarak
Affımı dilerim