Zebralar neden ülser olmaz diye bir kitap var. Evet hayvanların çoğunda ülser veya stres kaynaklı diğer yaygın hastalıkların az görülmesinin nedenini hiç düşündünüz mü?
Bir zebra bir yerde otlanırken, karşıdan aslan geldiğinde, tehditi görür ve kaçar. Ancak, aslan gittiğinde, hiçbir şey olmamış gibi, tekrar aynı yere gelip otlanmaya devam eder. Az önce, ölüm tehlikesiyle karşı karşıya olduğu yere. Çünkü, hayvanların beyninde, düşünme, analiz etme ve hatırlama becerilerinin saklı olduğu , PREFRONTAL KORTEKS bölümü insanlardaki kadar gelişmemiştir. Beynin tehlikeyi algılayıp, canlıyı, kaç-savaş ya da don yöntemlerinden biriyle hayatta tutmakla görevli olan, en ilkel bölümü, AMİGDALA gelişmiştir. Tehditi görünce amigdala ateşlenir, gri madde artışı gerçekleşir, adrenalin pompalanır ve zebra kaçıp kendini korur. Ancak, tehdit geçince, amigdala tekrar eski formuna döner. Hah, işte bu nokta çok önemli;
- İşte, insanda, tehlike geçtiğinde de, o amigdala küçülmüyor, eski formuna kendiliğinden dönemiyor. Çünkü insanda prefrontal korteks gelişmiş ve beyne diyor ki HATIRLA! Burada tehdit var, bunu kaydet ve hatırla ki bir daha karşılaştığında kendini koruyabil.
- Bu mekanizma sadece aslan gördüğümüzde değil günlük hayatımızda karşılaştığımız, irili ufaklı, tüm zorluklarda böyle işliyor. Tehditi gör, kaç ya da savaş ama tehdit geçtiğinde de aman ha bunu sakın unutma!
İşte, bunlar vücutta birike birike, bir süre sonra, gün içinde karşılaştığımız ufak ya da büyük her olumsuzluğu, tehdit olarak algılamaya başlıyoruz. Zamanla bütün dünyayı tehdit olarak algılıyoruz. O kadar kaç savaş modunda yaşıyoruz ki, gün içinde, arkadaşımızın ya da patronumuzun olumsuz eleştirisi, sinir sistemimizde adeta bir aslan görmüşçesine, bir algı yaratabiliyor. Amigdala büyüyor. Eski haline dönemiyor ve eve gelince, çocuğumuza, eşimize bağırırken buluyoruz kendimizi. Rahatlayamıyoruz çünkü sinir sistemimiz ‘’hala tehdit ve tehlike var’’ algısı içinde kalıyor. Peki ne yapacağız? Sonraki yazıda gelecek!