YALNIZLIK VE KENDİNİ BİLEREK YALNIZLAŞTIRMAK

Fotoğraf sahibi: Keenan Constance (@Keenan Constance on Pexels)


“İnsan yalnız kalmayı seçtiğinde bile, bunun içinde bir kırgınlık vardır.”

 

 

Bugün kahvaltımı yaparken sizinle yalnızlık üzerine konuşmak istedim.

Daha doğrusu, insanın kendi kendini yalnız bırakma isteği üzerine.


 

Ben 23 yaşındayım. Liseye kadar hayatımda çok fazla arkadaşım oldu. Ama onların hepsiyle derin bir bağ kurmamıştım. Sadece iki tanesi vardı ki…

Onlarla her şeyi paylaşırdık.

Görüntülü konuşmalar, her gün aramalar, birbirimizin evlerinde kalmalar…


 

Ergenlik döneminde kurulan o arkadaşlıklar gerçekten farklı oluyor.

Sanki kardeş gibiydik.

Ailelerimiz bile birbirine karışmıştı.


 

Ama sonra hayat değişti.

Üniversite, şehir değişiklikleri, yeni çevreler…


 

Ve bir gün o bağ kendiliğinden inceldi.

Biri uzaklaştı, diğeri değişti.

Ben de yoruldum, bıraktım.


 

 

Fotoğraf sahibi: Thái Trường Giang (@Thái Trường Giang on Pexels)


💔 

Aslında Kırıldım


 


 

O yakın olduğum arkadaşlarımdan biri başka bir şehre gitti.

Orada başka dostluklar kurdu.

Ben aradığımda çoğu zaman:


 

“Şu an arkadaşlarımla oturuyorum, sonra konuşalım.”


 

diyordu.


 

Ben de bunu içime attım.

Biriktirdim.

Kırıldım.


 

Sonra eşimle tanıştım.

Ve o ilişki benim hayatımda yeni bir merkez oldu.

Eşim, arkadaşımın bana davranışlarını bildikçe ondan soğudu.

Ve benden arama-mesafe koymamı istedi.


 

Ben de zaten kırgındım.

“Tamam.” dedim.


 

Ve işte o gün, hayatımdan en yakın dostumu çıkardım.

Düğünüme bile gelemedi.


 

Sonra… hiç konuşmadık.


 


 


 


 

🫂 

Şimdi Arkadaşım Yok


 


 

Şu an hayatımda ailem var.

Eşim var.

Kardeşlerim, kuzenlerim var.


 

Ama arkadaş yok.


 

O “her şeyini anlatmak” hissi…

Yerini içimde saklama haline bıraktı.


 

Eşime elbette anlatıyorum ama eşe anlatılanla arkadaşa anlatılan aynı şey değildir.

Eşine kendi ilişkin hakkında konuşamazsın.

Onu incitmek istemezsin.


 

O yüzden sıkışan duygular, sadece içimde dolaşıyor.


 


 


 


 

🏠 

Dışarı Çıkmak Artık Zor


 


 

Eskiden tek başıma dışarı çıkar, kafede oturur, kitap okurdum.

Şimdi dışarı çıkmak bile bana ağırlık veriyor.

Kaygı geliyor.

Nefesim daralıyor.


 

Bu yüzden evde kalıyorum.

Evde olmak da güzel aslında.

Kahvem, kitabım, dizim, çalışmam…


 

Ama bazen, çok sessiz oluyor.


 

Ve o eski beni özlüyorum.


 


 


 


 

🌙 

Peki Neden Kendimizi Böyle Yalnızlaştırıyoruz?


 


 

Galiba büyüdükçe anlıyoruz:


 

  • Herkese güvenilmiyor.
  • Her bağ aynı değil.
  • Her paylaşım herkese açılmıyor.


 


 

Belki de kendimi korumaya aldım.

Belki de içimde hâlâ kaybetmekten korkan bir yer var.


 

Ya da…


 

Belki de bu sadece bir dönem.


 

İnsanın hayatı değişiyor.

İnsanın ihtiyaçları da.


 


 


 


 

🍃 

Şimdilik Sonuç


 


 

Hayatımdan memnunum.

Ama bazen içimden:


 

“Keşke bir dostum olsaydı.”


 

diye geçiriyorum.


 

Belki ileride biri gelir.

Belki gelmez.


 

Belki bir gün biriyle yeniden aynı frekansta olurum.

Belki de yalnızlığın içimde büyüttüğü tarafı sevmeye devam ederim.


 

Bilmiyorum.


 

Ama bildiğim bir şey var:


 

Yalnızlık her zaman kötü bir şey değil.

Bazen kendine en çok orada kavuşuyorsun.

 

Peki ya sen?

Sen kendini hiç bilerek yalnız bıraktın mı?


 


 

Neptünün Kızı
Ben Neptün, 23 yaşındayım. Kafamın içinde sürekli bir şeyler dönüyor, bu yüzden onları yazıya dökmek istedim. Hayatım kitaplar, müzik, dans ve filmlerle geçiyor. Günlerimi evimde geçiriyorum; düşüncelerim, hislerim ve küçük anlarımı burada paylaşacağım.
Subscribe
Bildir
0 Yorum
Inline Feedbacks
Tüm yorumları gör
Önceki
Diş Fırçalamakla Beynim Arasındaki Garip Bağ
Sonraki
YAPAY ZEKA KULLINIMINDA GÜVENLİK

İlginizi Çekebilir

kooplog'dan en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerez (cookie) kullanıyoruz.