Hiçlik kokan sokağın ortasından hiç kimse gibi yürüyordum. Etrafımda kimseler yoktu, ruhumda ise sadece yalnızlık vardı. Saat geceyi geçiyordu. Güneşin doğmasına birkaç saat kalmıştı. Sağım ve solum yalnızca kaldırımlardan ibaretti. Yürüdükçe sokak lambaları yüzümü aydınlatıyordu. Bir, iki ve üç......
9 AralıkBugün cephede zor bir gün geçirdik Nurhan hanım. Düşmanlarla çarpışırken ölüm adeta yapıştı yakamıza. Neyse ki siz yetiştiniz, siz geldiniz gözümün önüme. Ah Nurhan hanım, siz olmasaydınız ne olacaktı benim halim? Ruhumu öyle huzurla dolduruyorsunuz ki düşmanlar bile...
İşten yeni çıkmış evime doğru gidiyordum. Evime az kalmıştı fakat biraz dinlenmek istedim ve caddenin ortasında duran parka doğru ilerledim. Yemyeşil bir parktır burası, kuşlar öter ve çocuklar kahkahalar atarak oynarlar. Bu parkta göründüğü kadarıyla herkes mutludur. Anneler çocukları...
Bir yere gidileceğinde sıradan bir şey giydiğimde çok kötü diyip daha abartı şeyler verir. Açıkçası kendi hayatımı yaşıyorsam bunlar da ne deyince aldığım cevap ayıp olur el elalem ne der ile başlıyor. Bazen kendim için yaşamadığımı düşünüyorum insanlar ölürken...
'Her zaman mutsuzsun, neredeyse hiç gülmüyorsun, yanımda bile böylesin!' diye yakınıyordu sevgili karım.Haklıydı da aslında, gülmeliydim. Fakat zihnimdeki çarpışan düşünceler suratıma yansımıyordu. Denemiştim, gülmeyi defalarca denemiştim fakat çoğu kez başaramadım. Sürekli mutsuz bir insan değildim bu yüzden mutlu olduğum...