Bugün yaşadığım bana garip gelen bir şeyden bahsetmek istiyorum. Pek samimi olmadığım insanlar grup halinde mesajlaşırken aralarında şöyle bir sohbet geçmiş. “Hayvanların iradesi yok diyorlar, bir kedi havuç yemektense balık yemeyi seçiyorsa bu onun kendi iradesi ile yaptığı bir seçim değil midir?” Bu teorisini destekler şekilde bir sürü örnek vermiş arkadaş. Hayvanlarının iradesinin olup olmadığı baya bir tartışılmış. Bir arkadaşımız da demiş ki gidip Kur’an-ı Kerim’e bak. Sonra başka biri demiş ki “Ne belli değiştirilmediği?”
Sonra konu baya bir din işlerine dönmüş. “Arapçayı tamamen su gibi biliyor musun? Başkasının çevirdiği, yorumunu kattığı anlama bakarak evreni sorgulayamazsın. Çeviri okumak her daim aklı karıştırır. Yanlış anlaşılma doğurur. Teorik düşünmek daha mantıklı.” , “Ne belli dinin aklımızı karıştırmadığı.” Derken birden ya dünya bir simülasyonsa demişler. “1 yıldız bile 1 milyon yaşarken insan denilen mükemmel varlık neden maksimum 100 yıl yaşıyor ya bu dünya önceden çekilmiş bir film setiyse. Ölenler uyananlarsa. Bize bu akıl boşuna verilmedi. sorgulamak için olduğunu düşünüyorum.” demiş. Oradan sevimli bir arkadaşımız da demiş ki “Eğer bu bir oyun olsaydı sana o aklı vermezlerdi akıllım.” Buna güldüm gerçekten çünkü hem komik hem mantıklı geldi. Ardından konu insanlar öldükten sonra hayvan olarak mı doğuyor gibi bir yere gelmiş. Neyse sonra bu teorileri ortaya atan arkadaşımız şöyle bir şey yazmış. “ÖlEcEğİz. SoNrA cEnNeT yA Da CeHeNnEm. Böyle bir şeyden bahsetmiyorum.” Her şeyden önce bu şekilde dalgaya alırcasına bir yazım şekli hiç hoşuma gitmedi.
Açıkça söylemek gerekirse ben inanç duygusu kuvvetli biriyim. Kimine göre yanlış kimine göre doğru insanların inandıkları şeyleri inanmasak bile dalgaya almamalıyız. Çocuğun söylediği şeylere kimse tamamen deli saçması dememişken evrensel bir din ile alakalı bu şekilde olan yorumu pek de hoş olmamış. Kur’an-ı Kerim ilmihali konusu hakkındaki düşüncelerime gelirsek bize verilmiş bir akıl olduğuna göre çevrilen şeyleri okuyup kendi anladığımız şekline göre hiç olmazsa Efendimiz Muhammed aleyhi selamın açıkladığı şekline göre yorumlayabiliriz.
Bu kadar çok teori ortaya atılırken neden Dünya’yı ve beraberindeki tüm evreni Allah-ü Teala’nın yaratmış olabileceği ona bu kadar uzak geldi pek anlam veremedim. Rabbimiz bu gibi kuşkuların önüne geçmek adına Ankebut süresinde şöyle buyuruyor “Allah gökleri ve yeri hak olarak yarattı. Şüphesiz bunda, iman edenler için bir nişane bulunmaktadır.” Bu kadar düşünce ve teori insanlara mantıklı gelirken neden olaki Yerlerin ve göklerin yaratıcısını akıllarına, Rahmet peygamberi efendimizi kalplerine getirmezler pek anlayamadım. Dediğim gibi niyetim kimsenin inandığını ya da düşündüğünü kötülemek, dalgaya almak değil. Sadece bahsettikleri bana biraz uzak.
Eğer aranızda arkadaşım gibi düşünen varsa lütfen yanlış anlamasın. Sadece anlayamadığımdan anlatmak, danışmak istedim. Bu arada onlara konuştukları konu hakkında tek bir yorum bile yapmadım çünkü beni tanıyorlar ve yapamadım işte. Doğrularımı açıkça savunamamaktan da nefret ediyorum.