Türkiye’de Televizyonun Büyülü Gücü

Televizyon

Televizyon

Televizyondan önceki bütün kitle iletişim araçları, az ya da çok toplumu etkileyen özelliklere sahipti. Gazeteler, sinema, radyo, öğle matineleri yıllar boyunca toplumun düşünce yapısında, sanat anlayışında ve bilgilenme sürecinde farklı etkilere neden oldu. Televizyon, tarih sahnesinde arz-ı endam eden diğer kitle iletişim araçlarının tesirlerini gölgeleyerek, toplumların temel yapıtaşlarını, gelişme süreçlerini, geleceklerini değiştiren bir farkındalık gücüne sahip olarak tezahür etti. Bu çizgiden ötürü, bireyi kavrayan ve bireyin derinliklerine inen, toplumu kitleler halinde kendisine tutsak eden büyülü bir güce sahiptir, televizyon.

Türkiye’de televizyonun işlevi, misyonu, vizyonu hep tartışmalı alandır. Kimilerine göre, televizyon insanların beyin hücrelerini öldüren, gereksiz bir zaman harcama aktivitesidir. Yine, televizyon başında harcanan saatlerin, kişilerin sosyal etkileşimlerinde, ilişkilerinde son yıllarda olumsuz etki yaptığı da âşikardır.

Öte yandan, televizyonun bilgilendirici, haberdar edici, eğitici ve öğretici özellikleri de vardır. Tabii, bunlar toplum genelinde fazlaca itibar görmemektedir. Özellikle, internet teknolojisinin gelişmesi, televizyonculuğun ve gazeteciliğin sanal mecralardan yürütülmesi, insanların, haber ve bilgi almaya yönelik bakış açılarını değiştirmiştir.

Ânı yaşamak, bir ânının diğer bir âna uymaması hususlarından dolayı, haberlerin ve gündemdeki bilgi akışlarının sürekli yenilenmesine ve güncellenmesine sebebiyet vermektedir. Bu bağlamda, baskılı olarak yapılan bir gazetedeki haberi, siz, daha önceden internet mecrasından çokça önceden öğrenebilme ve tüketebilme ayrıcalığına sahipsinizdir.

Televizyonların giderek yozlaşan değer yargılarını, insanlara aksettirmesi, yapılan haber-yorum, eğlence, aktüel programların, finansal kaygılardan dolayı, kalite ve hedef kitleyi doğru düzgün ölçmeden yayınlanması, daha bilinçli kesimlerde televizyon izleme alışkanlıklarını gözden geçirmelerine vesile olmaktadır.

Televizyonun, özellikle, geniş kitlelere ulaşabilme niteliği, diğer iletişim araçlarına nazaran görece daha ekonomik bir bedelle takip edilebilmesi, bu aracı kullanan, bu iletişim kanalı ile görüşlerini, düşüncelerini, ortaya attıkları yeniliklerini, farkındalıklarını, her şeyden önce verilmeye değer gördükleri mesajlarını, hedef kitlelerine ulaştırma amacındaki grupların, televizyon yayıncılığındaki yozlaşmayı, düzey kaybını en aza indirme adına daha fazla çaba sarf etmeleri gerekmez mi?

Her halükârda doğrudur; televizyonun diğer kitle iletişim araçlarından daha etkin bir farkındalık yaratma gücünün olduğu

Her ne kadar internetin yaygınlaşması, internet kullanımı babında internet kafelerinin varlığı, göz önünde ise de yaşamsal ihtiyaçlarını zar zor karşılayan dar gelirli insanlar için, hâlâ en büyük bilgilenme, eğlenme, haberdar olma aracı, televizyondur.

Televizyonun, insanları başka başka yaşamlara özendirmesi, gerçeklik içindeki koşullarla elde edilemeyecek hayat tarzlarını, eşyaları, malları, onlar nezdinde albenili göstermesi, bu kitleyi sürekli yapılan eğlence ve haftalık dizi yayınları ile etkisi altına alması, belki de doğru kullanıldığında insanlık adına faydalı olabilecek bir aygıtın, insanların bireysel düzeyde, ileri aşamalarında da sosyal düzeyde davranışlarının sahiciliğini kaybetmesindeki rolü, her şeyden daha fazla belirleyici olabilmekte…

Erhan Salman
Ben, ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ, ÇALIŞMA EKONOMİSİ VE ENDÜSTRİ İLİŞKİLERİ BÖLÜMÜ mezunuyum... Kitap okur, köşe/kitap yazarım... Elimden geldiğince ilgi alanım doğrultusunda yazmak, en büyük tutkum ve hedefim. SEVGİYLE OKUYUN...
Subscribe
Bildir
0 Yorum
Inline Feedbacks
Tüm yorumları gör
Önceki
Türkiye’de Network Oluşturmanın Adı: Torpil
Sonraki
İlk Yazı-Merhaba Yeni Sezon

İlginizi Çekebilir

kooplog'dan en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerez (cookie) kullanıyoruz.