Nietzsche Ağladığında | Irvin D. Yalom

Philiasophia… Bilgiyi sevmek, peşinden koşmak anlamına gelen felsefe özüne baktığınızda anlamlandırma, erişme ve benliğe ulaşmada M.Ö. 7. yüzyıldan itibaren tarih boyunca insanlığa yol gösterici olmuştur. Zaman içinde evrimleşmiş, farklı kollara ayrılmış ve yeni akımlar doğurmuştur. Çelişkisel ve tutarlı birçok varsayım, teorileriyle bence asıl soru felsefenin ne olduğu değil gerçekten gerekli olup olmadığıdır. Kavramlara anlamlar yüklemek, insan davranışını mercek altına almak, varoluşsallığı irdelemek gerekli midir? Eğer cevabınız evetse Nietzsche ağladığında aklınızdaki bazı sorulara cevap bulabilirsiniz.

“Kutsal olan hakikat değil, kişinin kendi hakikati için çıktığı arayıştır! Kendi kendini sorgulamaktan daha kutsal bir şey olabilir mi?” -Nietzsche Ağladığında

Nietzsche (Niçe) 19.yüzyılda “insanın varlığı” üzerine çalışmalar yapmış bir filozoftur. Üstün insan, tanrının ölümü, hayatın olumlanması üzerine olan metaforları ve aforizmalarıyla bilinir. Fikirleri; hayattaki gelişme ve ilerleme kadar normal kabul edilmesi gereken bir durum olan décadence (çöküş), amor fati (yazgını sev), zamanın döngüsel bir formda olduğu ve olayların bu döngüsellikte sonsuza dek yinelenmesi, yinelendiği ve yineleneceği anlamına gelen bengi dönüş, evrenin her türlü devinimindeki en temel istenç ve tüm değişim dönüşümlere de kaynaklık eden anlamındaki güç istenci etrafında şekillenmiştir. Psikanalist bir yazar olan Irvin D. Yalom ise Nietzsche Ağladığında adlı biyografik kurgusal romanında yalnızca Nietzsche’ye değil 19.yüzyılda öne çıkan Freud, Salomé, Josef Breuer, Paul Rée gibi değerli filozoflara, bilimci ve yazarlara da yer vermiştir. Karakterlerin kurguyla harmanlanmış gerçekliğini sunmaktadır.

“İradenin geriye doğru çalıştırılamayacağı demek, iradenin yetersiz olduğu demek değildir! Tanrıya şükür Tanrı’nın ölmüş olması demek, var olmanın amacı olmadığını göstermez! Ölümün geliyor olması yaşamın değerli olmadığı anlamına gelmez.” -Nietzsche Ağladığında

   …

Bu kitabı sevmemin bir diğer büyük nedeni ise beni Salomé ile tanıştırmış olması. Lou Andreas-Salomé ilk kadın psikanalist olmasının yanı sıra hikayelerinde özgürlükçü, güçlü kadın karakterler kullanan ve sağlam analizler yapan bir yazar. Kurgusal karakterleri aslında onun yansımasıdır.

“Dünya sana hediye sunmaz, inan bana. Bir yaşam istiyorsan, çal onu!” -Lou Andreas Salomé

Salomé, hayatı algılayışı ve bakış açısıyla çok güçlü bir karakter. Nietzsche’nin aşık olduğu, Psikanaliz üzerine fikirleriyle Freud’u etkileyen, Paul Rée’nin uğruna intihar ettiği, Rilke’ye göre “her şeye kayıtsızca güvenen ve korku nedir bilmeyen bir sevecen olan, sıra dışı bir kadın”dır. Hiç bir zaman bedenlerin birlikteliğinden yana olmayan Salomé için önemli olan zihinlerin, fikirlerin uyuşmasıydı. Erkeklerden farklı olduğunu düşünmeyen gerçek bir feministti. Feniçka ve Arayışlar adlı eserleri feminist edebiyatın ilk örnekleri olarak gösterilebilir. Bunun yanı sıra Paul Rée ve Nietzsche ile birlikte entelektüel bir üçlü yaşama modeli tasarlamaları feminist oluşunun en büyük kanıtlarından biridir. Kitapta bu model ménage à trois olarak geçmektedir. Salomé kendini bu erkeklerle eşit düzeyde görüyordu ve Nietzsche Ağladığında bu gerçeklikten yola çıkarak başlıyor. 

Nietzsche’nin hayatı ve düşünceleri, olay örgüsü içinde geçen diğer gerçek kişilerin bilimsel, felsefi, sosyal görüşleri psikanaliz ile birlikte verilmektedir. Romanın ortamı psikanalizin doğumu öncesinde 19.yüzyıl Viyana’sıdır. Nietzsche henüz iki kitabı yayımlanmış, kimsenin tanımadığı yalnızlığı seçmiş, Tanrı’yı öldürmüş bir filozoftur. Salomé ménage à trois’in bozulması ile ümitsizliğe düşen Nietzsche’ye yardım etmesini istemek için Breuer’e gelir, Salomé’un güzelliğinden ve zekasından çok etkilenen Breuer, Nietzsche’yi tedavi etmeyi kabul eder. Hikaye Josef Breuer ile Nietzsche arasında görüşünüzü aydınlatacak analojiler ve diyaloglarla devam eder.

“Neysen o ol! Bugün size ikinci kaya gibi cümlemi söyleyeceğim Doktor Breuer: ‘Beni öldürmeyen şey, beni güçlendirir.’ Yine söylüyorum, ‘hastalığım bir nimettir.'” -Nietzsche Ağladığında

   …

Freud ve onun bilinçdışı kavramına dahi değinen bu roman, karakterler ve düşünceleri üzerine hem fikir hem bilgi sahibi olunabilecek bir yapıt. 19. yüzyıl felsefesine, psikanalize, Nietzsche’ye ilgi duyuyorsanız mutlaka okumalısınız.

“İnsan ruhu yaptığı seçimlerle belirlenir.” -Nietzsche Ağladığında

melikeetoksoz
Subscribe
Bildir
2 Yorum
Beğenilenler
En Yeniler Eskiler
Inline Feedbacks
Tüm yorumları gör
Önceki
Düzensizlik
Sonraki
Martın Eden: Kaderini Gayrete Aşık Eden Adam

Martın Eden: Kaderini Gayrete Aşık Eden Adam

İlginizi Çekebilir

kooplog'dan en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerez (cookie) kullanıyoruz.