Müzikseverler son dönemde piyasanın büyük çoğunluğunu oluşturan pop ve rap gibi müzik tarzlarını bir kenara bırakarak alternatif yada indie de denilen yeni tarza rağbet göstermektedir.
Alternatif-İndie Müzik
İndie, İngilizce’de yer alan ve bağımsız anlamına gelen independent kelimesinin kısaltması olarak karşımıza çıkmaktadır. Ana akım piyasa kümesine dahil olmayan sanatçıların başvurduğu bir sanat türü diyebileceğimiz indie/alternatif tarz, Türkiye’de de son yıllarda yükselen bir ivme yakaladır.
Mevcut piyasa dinamiklerinin dışına çıkan ve kendilerini belli bir kalıba sokmayan sanatçılar: “Nasıl yapmak istiyorsak öyle yaptık.” Diyerekten bağımsız bir tarz oluşturma yoluna gitmişlerdir. Ülkemizde ekseriyetle grupların yer aldığı bu alanın en karakteristik özelliklerinden birisi de yine grupların kendilerine has bir şekilde belirledikleri şarkı ve grup isimleridir. Bu isimler günlük dilde kullanılan tamlamalardan ve ilk etapta müzik ile bağdaşmayan veya bir araya geldiklerinde çok rasyonel bir anlamı olmayan kelimelerden oluşmaktadır.
Do İt Yourself yani kendin yap kültürünün hakim olduğu bu türde sanatçılar eserlerini yaratma sürecinde yapılması gereken işleri herhangi bir profesyonel yardım almadan yapmaktadırlar. Bu durum onların bağımsız olmalarına, her şeyden önemlisi bağımsız kalabilmelerine olanak sağlamaktadır. Bu bağımsızlığın sanatçılara kattığı büyük kazanımlarda vardır. Ana akımdan uzak oldukları için sistemin uygulayacağı dayatmalardan kendilerini korumakta ve bunu yaparken de kendilerine has üsluplarını rahatlıkla devam ettirmede zorlanmamaktadırlar.
Özellikle Türkiye’de bu türün büyümesindeki en büyük alan şüphesiz internetin var olmasıdır. Büyük plak ve dağıtım şirketleri ile çalışmayan sanatçılar kendi imkanları ile hazırladıkları eserlerini yine kendileri piyasaya sürmekte. Youtube, Soundcloud ve Spotify gibi portallar bu gruplar için dinleyici ile buluşma noktasında önemli bir yere sahiptir. Kazançlarını da çoğunlukla yine bu tarz sosyal paylaşım alanları üzerinden ve verdikleri konserlerden sağlamaktadırlar.
Aman Kimse Bilmesin!
Türk müzik severler son dönemde belki de ana akım piyasanın içerik olarak kısırlaşıp ve yozlaşmasından olsa gerek bu müzik türüne karşı yüksek sempati duymaktadırlar. Bu müzik türünü benimseyen sanatçılar büyük şirketler ile çalışmadıklarından reklamları da sınırlı bir şekilde olmakta ve ulaştıkları kitle internetle sınırlı kalmaktadır. Bu durumda yaptıkları işten az sayıda insanın haberdar olmasına sebebiyet veriyor. Ortaya konulan eserler fiziki bir satış durumu söz konusu olmadığından internet ortamında rastgele veya arkadaşlar arasıtavsiye üzerine dinleyiciye ulaşmaktadır. Bu durum belki sanatçıları maddi açıdan belki zorlamakta fakat dinleyicilerin hoşuna giden bir duruma gelmiş bir vaziyettedir. Dinleyici dinlediği eserin eğer çok büyük kitlelere ulaşırsa popüler olup nihayetinde yozlaşmasından korkmaktadır. Dinleyiciyi bu düşünceye sevk eden en temel sebep ise popülerliğin beraberinde yozlaşmayı ve sıradanlaşmayı getireceği düşüncesidir. Bundan dolayıdır ki bu grupların paylaştıkları video kliplerin altında yoğun olarak: Aman kimse bilmesin, anlayışı hakimdir.