Bir varmış bir yokmuş. Evvel zaman içinde kalbur saman içinde bir köyde yaşayan güzel mi güzel bir kız varmış. Bu kızın adı mevsimmiş. Adını mevsim koymalarının sebebi ise ruh hali mevsimlere göre değişiyormuş. İlk bahar mevsimi ve yaz mevsiminde mutlu ve umut dolu hissederken , sonbahar ve kış mevsimlerinde umutsuz ve mutsuz hissediyormuş. Bu durumdan nefret etse de maalesef Mevsimin elinden hiçbir şey gelmiyormuş. Bu onun lanetiymiş. Ve bu lanetin bozulması da neredeyse imkansızmış . Mevsimin annesi, doğumda hayata gözlerini yummuş. Mevsimin tek yakını babasıymış. Babası da mevsimin bu durumuna kahroluyormuş .Babası ,Mevsimi defalarca kez şehre götürmüş. Tüm bilginlere, hekimlere ve alimlere götürmüş .Ama hiçbiri küçük kızın bu haline anlam verememiş. Günler haftaları ,haftalar ayları kovalamış ve kış mevsimi gelip çatmış .Mevsim yine çok umutsuz, mutsuz ve yorgun hissediyormuş .Böyle olunca da hiçbir şey yapmak istemiyormuş. Mevsim on iki yaşında olmasına rağmen ,evin tüm yükü omuzlarındaymış .Sonbahar ve kış mevsimlerinde küçük kızın bu hali sebebiyle evin tüm işleri babasının üzerine yükleniyormuş. Günlerden bir gün komşuları Sevilay Teyze:
-Sence de artık evlenmenin zamanı gelmedi mi? Mevsim daha çok küçük ve şimdiden evin tüm yükü omuzlarında. Ayrıca zavallıcık hiç anne sevgisi ve şefkati görmedi. Anne sevgisi ve şefkati onun da hakkı. Benim tanıdığım çok iyi bir kız var. İstersen bugün istemeye gidelim. Adı Bahar. Babası:
-Sanırım haklısın Sevilay Teyze. Anne sevgisi ve şefkati Mevsiminde hakkı. Bugün gidip bir tanışalım.
Ve sonun da akşam olmuş. Mevsim, Mevsimin babası, Sevilay Teyze ve Sevilay Teyzenin eşi Ahmet Amca, Baharın evine gitmişler. Bahar gerçekten de çok iyi bir insana benziyormuş. Mevsim ile de çok iyi anlaşmışlar. İsteme merasimi gerçekleşmiş. Ve düğün tarihi belli olmuş. Günler geçmiş ve nihayet düğün günü gelmiş. Mevsim sonbahar mevsimiymiş. Garip olan şey ise, Mevsim eskiden ki hissettiğinden daha az kötü hissediyormuş. Düğün gerçekleşmiş. Ve eve gelmişler. Mevsim ve Bahar gerçekten çok iyi anlaşıyorlarmış. Öz annesi olmamasına rağmen, Mevsime öz kızı gibi muamele ediyormuş. Yemekleri ve her şeyi beraber ve oyun halinde yapıyorlarmış. Ayrıca gece uyumadan önce Mevsime masal anlatıyor ve ninni söylüyormuş. Birbirlerine çok iyi davranıyorlarmış. Mevsim ve diğer herkes bu durumdan dolayı çok mutluymuş. Kış mevsimi gelip çatmış. Fakat mevsim artık kendini kötü, yorgun ve umutsuz hissetmiyormuş. Aksine yaz mevsiminde duyduğu sevincin ve umudun çok daha fazlasını hissediyormuş. Meğer ki mevsimin ihtiyacı olan tek şey anne sevgisi, şefkati ve ilgisiymiş. Ve bunları hissedince de laneti sonsuza kadar bozulmuş. Ve sonsuza kadar mutlu yaşamışlar.
NOT:
Unutmamamız gereken çok önemli bir şey var. O da sevginin ve iyiliğin her durumun üstesinden gelebileceğidir. Çevremizdeki insanlara sevgi, şefkat ve ilgi göstererek onların sorunlarının çözülmesine yardım edebiliriz. Tabi ki şefkatimiz, sevgimiz ve iğimiz insanlarla sınırlı kalmamalıdır. Hayvanlara ve diğer canlılara da sevgi, şefkat ve ilgi göstermeliyiz. Bu bilinçle omuz omuza verip mücadele etmeliyiz