‘Varoluşumuz özden önce gelir’ diyor Sartre. Bedenen dünyaya geliriz. Özümüz, benliğimiz, kimliğimiz sonrasında oluşur. Bu yüzdendir ki varoluşumuzdan beri olgunlaşan ruhlarımız kainatta yaşamını sürdürmeye devam ederken sürekli sorguluyor ve yeni arayışlar içine giriyor. Neden sonuç ilişkileri sürekli zihnimizi meşgul ediyor. Kozmik bir gerçek olan ve evrensel olarak kabul edilen karmayı bu arayışın getirilerinden biri olarak görüyorum.
Dinsel açıdanda felsefik açıdanda incelemek mümkün. Tamamen bakış açımızla alakalı olan karmayı, aslında nasıl incelersek inceleyelim sonuçlar pek değişmeyecektir. Karma, Sanskrit dilinde ‘yapmak, eylemek, bir fiilde bulunmak’ anlamındaki ‘kri’ sözcüğünden türetilmiştir. Hinduizm, Budizm, Jainizm’de kullanılan karma, herhangi bir eylemin veya düşüncenin sonucunun her şekilde sadece o kişiyi etkilediğini ifade eder. Sıklıkla olumsuz ve kötü durumlar neticesinde kullanıldığı için ‘ceza’ olarak düşünülebilir. Fakat öyle değildir. Ceza ve ödül kavramlarından ziyade karma; kişinin tamamen kendisiyle ilgili olan, “ilahi bir lûtuf” olmadan eylemlerinin sonucunda deneyimlediği öğretilerdir. “Ahlaki adalet sistemi” olarak tanımlamak doğru değildir.
“Kural çok basit. Hayatta yaşadığınız her deneyim siz onu tamamen doğru ve uygun bir şekilde deneyimleyene kadar tekrar eder.” Ben Okri.
Aslında karma doğru algılandığında, insana bu hayat yolculuğunda ışık tutuyor. Karmanın Budizm’e göre olumsuz, ruha zararlı üç sebebini yaşamında barındırırsan (hırs, öfke ve nefret, cahillik) evren bir şekilde seni bunlarla karşılaştırır. İçinde olumlu karma barındırırsan (alçak gönüllülük, insaniyet, anlayış) evren yine bir şekilde seni bunlarla karşılaştırır. “İyilik eden iyilik bulur.” atasözüyle açıklanabilir. Kader dediğimiz olguyu karma sayesinde değiştirip, yönlendirebiliriz.
“Eğer gerçekten kaba biriysen, sinek olarak geri dönüp kaka yiyeceksin.” Kurt Cobain
Karma yasasını bu söz açıklıyor. Şimdiki yaşantımızın, bir önceki yaşantımızdaki eylemlerimizin neticesi olduğu savunulur. Bu görüşe tam olarak katılmasamda yaptıklarımızın bedelini er yada geç iyi veya kötü bir şekilde burada veya ahirette ödeyeceğimize inanıyorum. Budizm görüşünde dediği gibi; Her eylem, maddeden ruha kadar dünyadaki herşeyi yeniden düzenler. Tüm eylemlerimiz karmayı oluşturur. Jainizm’e göre karma; Yeniden doğuş döngüsünün (Samsara) işleyişidir. ‘Ne ekersen onu biçersin.’ atasözünü istisnalar haricinde karma olarak kabul ediyoruz. Kimi görüşler ayırıcı sebeplerini derinlemesine işliyor. Ben geçmiş değil de, gelecek olarak ele almayı daha uygun buluyorum. Bumeranga benzettiğim karma kavramını tam olarak algılayabildiğimiz anda dünyevi yolculuğumuza olumlu etkileri olacağını düşünüyorum.
Karma inancı tepkilerden ve eylemlerden oluşuyor tümüyle. Neye nasıl bakar, davranır ve görürsek dönüp dolaşıp evren bizi aynı şeylerle karşılaştırır. Çok basit, özü iyi birer insan olabilmek. Niyet ne kadar mühimse o kadar iyi niyetli davranabilmek.
“Her yangından bizim payımıza da biraz ateşle, biraz ışık düşer.” Ahmet Altan
Kaynak; Vikipedi
Onedio.com
Fotoğraf; dekoros.com
