1915’te Gılman tarafından yazılan ve kitap olarak yayımlanması 1979’u bulan Kadınlar Ülkesi, maceracı ve bir o kadar da meraklı üç gencin varlığından tesadüfen haberdar olduğu Kadınlar Ülkesin’ne olan keşif gezisini konu edinir. Ataerkil bir toplum tarafından yetiştirilip büyütülen bu gençler, içinde sadece kadınların yaşadığı ve diğer medeniyetlerle etkileşiminin yüzyıllar önce kesildiği bu ülkedeki yaşamı büyük bir hayretle karşılar.
Kahramanlarımızın yolculuğu başlar.
Kitabın ana karakterlerinden biri ve sosyolog olan Van aynı zamanda da kitabın anlatıcısıdır.Bu üç arkadaştan diğerleri ise Jeff ve Terrydir. Jeff,şair ve bitki uzmanıydı fakat ailesi onu doktor olmaya ikna etmişti. Terry ise keşif gezilerine hayatını adamış bir pilot.Bu üç dost Terry’nin ısrarı üzerine Kadınlar Ülkesi’ne keşif yapmaya gider. Ülkenin sınırında üç kızla karşılaşırlar ve onlarala iletişime geçme mücadelesi verirler. Ülkenin kadınlarına haber verilir ve üç genç erkek gözetim altında tutulur ve uzmanlar tarafından davranışları incelenir. Bu gözetimden hoşlanmayan Terry isyan çıkarır ve işleri daha da karmaşık hale getirir. Uzmanlarda incelemeye son vermeyi düşünürler ama bu gençleri de başı boş bırakmak istemezler bu nedenle kitabın başında tanıştıkları kızları yanlarından ayrılmamakla ve onları kontrol etmekle görevlendirirler.
Beklenmeyen gelişmeler
Kahramanlarımızın sandıklarının aksine Kadınlar Ülkesi diğer medeniyetlerden çok daha gelişmiştir. Eğitim, sağlık,yönetim,ekonomik faliyetler bakımından akıllara durgunluk veren bir sistem kullanırlar. Onlar için önem sarfeden en büyük şey: Anneliktir. Anneliği kutsal sayarlarve ona zarar gelmesini önleyecek her türlü faliyette bulunmaya hazırlardır.
“İşte,Toprak Ana meyve veriyordu. Tohumdan, yumurtadan ya da kendi ürünlerinden olsun, yedikleri her şey anneliğin meyveleriydi. Annelik sayesinde doğmuş, annelik sayesinde yaşıyorlardı- onlar için hayat uzun bir annelik döngüsünden ibaretti.”
Yeni ilişkiler örülür.
Kahramanlarımıza başına atanan kızlar onlarla sıkı dost olurlar. Van, yanından ayrılmayan bu kıza sosyolojik ve psikolojik sorular sormaktan çekinmez ve kendince cevaplar arar. Bu sırada Jeff dostluk kurduğu kıza aşık olur ve evlilik teklifi eder. Olanlara hiçbir anlam vermeyen Terry ise bu ülkeye ve kadınlara alışamaz ve gitmeye karar verir.
Kovulma
Kadınlar Ülkesinin kadınları toplu bir karar sonucu erkeklerin buraya ait olmadığını ve olamayacağını belirtir. Bu üç erkeğin derhal kendi ülkelerine gönderilmesi kararı alınır. Bu kadar uzun bir seyahat planlamayan üç arkadaş gitmeyi kabul eder. Jeff’in düğününden sonra yola çıkmaya hazırlanırlar.
Amerikalı feminist bir yazar: Charlotte Perkıns Gılman
3 Temmuz 1860’ta doğan Gılman’ın çocukluğu fakirlik içinde geçmiştir. Charlotte henüz çocukken babası onu, annesini ve erkek kardeşini yoksul bir durumda bırakarak terk etmiştir. Bu sebeple hayatının çoğu yılını halalarıyla geçirmiştir. Kadınlara oy hakkı sağlanamsı için yoğun mücadele veren Isabella Beecher Hooker, Tom Amca’nın Kulübesi’nin yazarı Harriet Beecher Stowe ve eğitimci Catharine Beecher onunla ilgilendiler.
Charlotte, yoksul ve yalnız bir çocukluk geçirmesine rağmen, kendi başına düzenli olarak eski medeniyetler üzerine çalışarak, halk kütüphanelerine sık sık giderek, farkında olmadan kendini hayat için hazırladı. Arkadaşlarının çoğu erkekti ve kendine tomboy demekten utanıyordu. Gilman hayatının her evresinde sorunlarla karşılaşıyordu lakin bu karşılaşmalar onu zamanla daha güçlü kıldı.
İlk kes 1982 yılında yayımlananotobiyografik öyküsü The Yellow Wallpaper ile büyük bir üne kavuştu. 1909-1916 yılları arasında aynı zamanda editörlüğünü de üstlendiği The Forerunner dergisinde Kadınlar Ülkesi üçlemesini tefrika halinde yayımladı.
Gilman, birçok hikâyesinde feminist bakış açısıyla bir dünya yarattı. Anlatılarından ikisi, “What Diantha Did“, ve “Herland” adlı hikâyelerinde, güzel örnekler veren ve kadınların, sadece evde kalmaları beklenmeyen anneler olmadığına odaklanan Gilman; onların ayrıca hayalleri olan, tıpkı erkeklerin yaptığı gibi seyahat edebilen ve çalışabilen ve hedefleri kadınların da erkekler kadar önemli olduğu bir toplumu içeren insanlar olduğunu yazdı. Gilman tarafından yaratılan dünya yapısının yanı sıra bu iki hikâye ve diğer karakterlerin özellikleri, 1900’lerin başlarında ihtiyaç duyulan değişimi, şimdi yaygın bir şekilde feminizm olarak görülen bir şekilde somutlaştırıyor.
Selamlar, bugün amerkalı feminist bir yazar olan Charlotte Perkıns Gılman’ın Kadınlar Ülkesi kitabını ve onun hayatını ele aldık. Umarım severek okumuşsunuzdur.Keyifli okumalar.