İnsan ruh evreninde o kadar çok şey taşıyor ki.. Gün içerisinde olan her şey, minicik kalp kırıklıkları bile o içe öyle dert oluyor ki bazen. Hiç anlamıyorsun, sana bir şeyler söylenmiş ve o içte bir yara açmış. Gün geçiyor, ay geçiyor hatta yıllar geçiyor. Her şey geçiyor ama o içte kalan yara sanki oraya daha çok yer ediniyor.
Mantık kar etmiyor. İçimizde bir şeyler büyümeye devam ediyor. Biz sadece onların üstünü örtebiliyoruz. Ancak bir an geliyor ve o anda üstü kapanan yaralar daha ilk içe düştüğü ana götürüyor seni. Ne yapacağını bilemiyorsun, bir nevi acı çektiriyor sana bu hatırlayış. Büyütmek istemiyorsun içinde daha fazla ve susturmak istiyorsun içindeki sesleri.
Ben içimde büyüyenleri yazıya emanet ediyorum. Yazıya dökmek biraz olsun içimdekileri susturmaya yetiyor. Dahasını istesek de başaramayız sanırım. Çünkü içte kalan kuytu köşede bile olsa kalıyor ve senden gitmiyor.