Evet, herkes yeterince yese…
Nasıl yani ? Biz yeterince yemiyor muyuz zaten ?
Sen, saygıdeğer güzel okuyucum. İnsanlık olarak özellikle de son zamanlarda çok fazla yemeye başladık. Sürekli yiyor yiyor ve tüketiyoruz lakin kimsemiz de çıkıp üretmek için bir adım atmıyor, atanların önleri kesiliyor, geri kalanlarsa sadece konuşmakla yetiniyor. Belki bazı kesimlerde duymuşsunuzdur minimalist yaşam kavramını, işte o kavramdan ülkemiz içinde istiyor doymayan kesimi bu yaşam biçimine davet ediyorum.
Peki kim bu doymayan kesim ?
Bariz ortada işte güzel okurum, yandaşlar, evet evet yandaşlar. Bürokratlar, müdürler, şirketler, holdingler vs. vs. bu liste uzarrrrr gider. Yönetime yakın olanın karnı doyar, olmayanın hali perişandır ki buda net bir şekilde ortadadır. O yandaşlar ve yönetimdekiler minimalist yaşama uyup yeterince yemiş olsalardı eğer sofralarına gelen yemekler kendi çevrelerini değil, iki alt mahalleyi belki de beş alt mahalleyi bile doyurur halk bir nebzede olsa rahatlıkla doyabilirdi.
Eeee şimdi bizim ne yapmamız lazım ? Ne istiyorsun bizden ?
Hemen onuda söyleyeyim sevgili okur. Oku. Bu cümle sana çok tanıdık geliyor ve sürekli duyuyorsun ve çok sıkıldın, biliyorum ama önce kendin, sonra vatanın için, bu aziz millet için okuyup araştırmalı, gerçekleri görebilmeli, yanlışlara çözüm bulmalı, kendini bilgiyle aydınlattığın gibi çevrenide aydınlatıcaksın. Bu aziz halkın refahı için bazı şeylerin acilen değişmesi gerektiğini hepimiz çok iyi bilmekteyiz.
Saygılarımla saygıdeğer okuyucum. / Tolgahan Ç.
