Felsefenin cevap verip soru sormasına değinmekten önce ele almamız gereken ilk konu felsefenin ne olduğu, nasıl tanımlandığı olmalıdır. Çünkü felsefe, toplumda en çok yanlış anlaşılan alanlardan biridir. Bunun en büyük nedeni genel kitleye hitap etmekten kaçınan akademisyenler ve felsefe dışı olmasına rağmen felsefi konuştuğuna inanan eleştirmenler olmuştur.
O zaman felsefe nedir, ne yapar bu soruların cevaplarını arayalım.
Felsefe Nedir?
Bu sorunun tabi ki öyle basit bir cevabı yok. Fakat basitçe ifade etmek gerekirse: Felsefe, filozofların yaptığı şeydir. Bu tanım bize felsefenin ne olduğunu açıklamadığı gibi sadece kim tarafından yapıldığından bahsetti. Demek ki önce filozofun ne olduğu hakkında fikir sahibi olmalıyız. Felsefe hakkında fikir sahibi olabilmemiz içinse filozof denilen ya da filozof oldukları yönünde fikir birliği sağlanmış kişilerin eserlerine bakmak gerekmektedir. Yani felsefenin ne olduğunu, örneklerine bakıp sonra bu örneklerde genel olanın ne olduğunu bularak öğrenmeye çalışabiliriz.
Felsefenin herkes tarafından bilinen örnekleri arasında kolaylıkla bulunabilecek noktaların olduğunu söyleyebiliriz. Bu ortak noktalar filozofların belli türden problemler üzerine belli bir biçimde düşünmeleridir. Filozof belli sorular üzerine düşünen kişi demektir aslında. Felsefe de, belli bir sistemde düşünebilen filozofun düşünce alanıdır.
Peki, filozof hangi soruları düşünür, her soru filozofun düşünce havuzuna girer mi?
Felsefenin Soruları Nedir?
Bazı sorular felsefenin soru kategorisine girse de her soru felsefi soru değildir. “Bu binayı yaparken hangi malzemeyi kullanırsak fiyat-performans açısından en iyi sonucu elde ederiz?”, “Buzdolabında kaç şişe süt var?”, “Hangi marka tıraş köpüğü kullanmalıyım?” gibi sorular felsefi sorular olarak görülmemelidir.
Peki, neden? Çünkü felsefenin soruları soyut ve teorik düzlemde olmalıdır. Fakat teorik soruları zorunlu olarak pratik sorulara zıt bir şekilde görmediğimizi belirtelim. Siyasi ve ahlaki sorular da pratik sorulardır kategorisindedir. Fakat bu konulara ait birçok sorunun soyut ve teorik sorular olmak zorunda olduğu açıktır. Dolayısıyla felsefenin soyut ve teorik sorularla ilgilenmesi hiçbir pratik problemle ilişkili olmadığı şeklinde anlaşılmamalıdır.
Felsefenin ne olduğunu ve felsefe içerisinde sorunun ne anlama geldiğini öğrendiğimize göre felsefede neden soru sormanın en önemli kural olduğuna bir bakalım.
Felsefede Soru Sormak Neden Bu Kadar Önemli?
Felsefede soru sormak en önemli kuraldır. Felsefe insanın düşünce dünyasıyla ilgilenir ve devamlı çalışması için şevklendirir. Soru sormak düşünce dünyanın en önemli unsurudur. İnsan soru sordukça düşünür, hatta çoğu zaman soru yoksa düşünce de yoktur.
Felsefe düşünceye dayanan bir eylemdir. Felsefenin doğasında sorgulamak vardır. Felsefenin amacı da cevaplardan çok insanı soru sormaya, soru üzerinde düşünmeye yöneltmektir. Soruyla ilgili net, son noktayı koyan bir cevap gelince insanlar o konuyla ilgili soruları bırakır ve fikir üretmeyi keser. Bu nedenle cevaplar düşünceyi öldürür.
Sorgulamak ve düşünmek insanı diğer bütün canlılardan ayıran özelliktir, yani insanı insan yapar. İnsanlar küçüklüğü boyunca soru sorarak büyür. Küçük bir çocuk hayatını soru sorarak öğrenir.
Cevaplar çeşitlidir ve doğrular herkesin dünyasında farklıdır. Bu yüzden insanın düşünce dünyasında eğer yeni bir soru açmıyorsa bütün cevaplar önemsizdir. Evet, filozoflar her soruya cevaplar verirler fakat önemli olan sorunun kendisidir. Felsefe daima soruyu merkeze alır ve o sorunun altında binlerce filozof toplanır. Böylece bir düşünce çemberi oluşturur. Felsefe size bilim gibi ‘‘Buyur bu sorunun cevabı, hadi git’’ demez. Felsefe ‘‘Bu sorunun bütün cevapları budur. Peki, senin bu soruya cevabın nedir?’’ der ve seni sorgulamaya iter.
Sonuç olarak felsefe insanı sorgulamaya yöneltir. Merak ise bizi soruya götürür. Soru sormak, insanın temel ihtiyaçlarından biridir.