Dostluk!
Bazı kelimeler vardır, gerçekten de söylenmesi ve işitilmesi güzel sözcüklerdir. Öyle ki, sırf çok özel insanlara, özel bir anımızı, içimizde büyüttüğümüz, beslediğimiz hisleri aktarmak için, özenle bir kelime seçimine gideriz. En iyi şekilde durumu aktarmak için.
*
Dostluk!
Dostluk için neler söylenmemiştir, neler yazılmamıştır ki!
Kim bilir, kimilerimiz dostlukları için ne badireler, ne zorluklar atlatmıştır.
*
Dostluk!
Acaba, insanoğlu duygu ve düşünce dünyasında da bir hiyerarşiye gitmiş midir? Yani hislerini de üstünlük sıralamasına tâbi tutmuş mudur? Kısaca, dostluk denen olguyu, diğer insani tıynetlerden daha üstün bir yere koyabilmiş midir?
*
Dostluk!
Dostluk böylesine derin bir ruh hâliyse, dost nedir?
Dostluk kurmak nasıl bir etkileşimdir? Kimler dost olabilir?
*
Dostluk!
Dost bildiklerimiz…
İnsanoğlu herkesle arkadaş olur da…
İnsanoğlu herkesle konuşur, tanışır, diyalog kurar da…
İnsanoğlu herkesle dişe diş kana kan etkileşimde de bulunur da…
*
Ya, dostluk!
Kim ile dost olunur?
Dost dediğimiz insanlar da yarın öbür gün bizi sırtımızdan vururlar ise…
Dostluklarda artık samimi değil!
Öyle mi acaba?
Ya da biz/ben mi çok şüpheciyiz/şüpheciyim?
*
Sözlerimi pek (yabana) atmayın(!)
Emtia piyasalarında…
Para borsalarında…
Altın borsalarında…
Geçerli olan nedir? Yatırılan veya yaratılan değerin kıymet kazanması yahut en azından çorba parasının sürekli döndürülmesi değil midir? Borsalarda alınır ve satılır.
*
İnsanlığın kıymetinin belirlendiği ya da değerlendirildiği borsalarda ne olur?
İnsani değerlerin de borsası olur mu?
*
Dedim ya, dostluk, insanoğlunun üzerine en çok titrediği kavramların başında gelmektedir.
*
Haliyle paha biçilemez.
Değeri ve anlamı yüksektir.
İnsanoğlu doğası gereği kıymetli ve değerli şeylere önem verir, değerli olana karşı bir zaafı vardır.
*
Öyle ya, herkes para, mülk, değerli eşya veya kağıt biriktiremez.
Kimisinin en değerli şeyleri, şu kahpe dünyada edindiği dostluklarıdır. Varı yoğu dostluklarıdır, karagün dostu misali “dostluk” biriktirmiştir. Hani bir Rus matematikçi vardı. Sefalet içinde Rusya’da bir apartmanda yaşıyordu. Sonra… Bu matematikçi, dünyada çözülemeyen bir problemi çözdü. Kendisine ödül olarak bol sıfırlı milyon $’lık bir çek takdim edildi. Kendi hâlindeki Rus matematikçimiz, bu çeki ilk etapta reddetmişti. Sonra… Sonra ne mi olmuştu? Samimiyet!, sefillik!, yoksulluk! Paranın gücü… Öte yanda ise, sefil dünyanda edindiğin dostluklar. Evet, matematikçi en son düşünüyordu parayı alıp almamayı…
*
Ya tüm servetimiz; dostluklarımız ve dostlarımız da kapitalist dünyanın gücüne ve “albenisine” boyun eğerse…
*
Çok mu kötü bir tablo çizdim?
( . . . . . . .)
NOT: BU YAZI/MAKALE, 2010 YILINDA YAZILMIŞTIR.