Miletoslu olan bu iki filozof da dünyada bulunan her şeyi oluşturan tek bir öz madde olması gerektiğini düşünüyorlardı. Ancak bir madde nasıl birdenbire bir başka madde haline dönüşebilirdi? Felsefe de bu problem değişim problemi olarak adlandırılır.
Parmenides, Arkhe’nin ne olduğundan ziyade varlığın değişiminden ve bilgisi üzerine fikirler sürmüştür. Parmenides’e göre her şey ezelden öte varola gelmiştir. Parmenides kendi düşüncelerini “Doğa Üzerine” adlı şiirinde belirtmiştir. Bu şiirde “Düşünebilen ve olabilen bir ve aynıdır.” mısrasıyla varlık ve düşüncenin bir olduğunu ve aynı olduğundan bahsetmiştir. Başka bir dizesi olan “Zira var olmayan zorlanamaz var olmaya” hiçbir şeyin yoktan var edilemeyeceğini, var olan bir şeyinde yok olmayacağını belirmiştir. Parmenides’e göre evrende değişim yoktur. Düşüncesinin temel merkezi “Varlık vardır, yokluk yoktur.” ilkesidir.
Parmenidesle aynı zamanlarda yaşayan bir diğer filozof da Herakleitos’tur. Herakleitos, Parmenides’in aksine evrende değişimi esas almıştır. Tüm varlıkların bir akış halinde olduğunu söylemiştir. Aynı zamanda bu varlıkların sürekli değişim halinde olduğunu belirtmiştir.(Her şey akar.) Herakleitos’ta Parmenides gibi bir şiir yazmıştır. Bu şiirin adı “Doğa”dır. Bu şiirde “Aynı ırmaklara girenlerin üzerinde hep başka sular gelir. Aynı ırmaklara hem giriyoruz, hem girmiyoruz. Hem biziz hem değiliz. Aynı ırmağa iki defa girilmez.” mısralarıyla belirmiştir. Herakleitos’a göre değişimin maddesi ateş, ilkesi Logos’tur. Logos ölçüdür, akıldır. Ancak bu aklın her şeyi yeniden başlatmanın dışında bir amacı yoktur.
Sonuç olarak bu iki filozoftan Parmenides’e göre evrende değişim yoktur. Herakleitos’a göre ise evrende değişim esastır. Bu iki filozof’un ortak görüşlerinden biri duyuların yanıltıcı olduğunu savunmalarıdır.