Merhaba. Yine bir öneri üzerine izlediğim film oldu. Filmi öneren sevgili Onur’a teşekkür ediyorum.
Her ne kadar konusu üzücü olsa da sahnelerinin sansürsüz verilmesi ve macera dolu olması çok hoşuma gitti.
Filmden kısaca bahsedip sonra da özetine ve yorumlamasına geçelim haydi:
Apocalypto, Mel Gibson’ın Maya uygarlığı hakkında çektiği 2006 yapımı bir filmdir. Filmde kullanılan dil Yukatek Mayacasıdır. Başrolde Rudy Youngblood (Jaguar Pençesi) yer almakta. 2 saat 18 dakika. Ve 3 seriden oluşuyormuş. Ben ilkini izledim. Spoiler istemezseniz koyu renkli kısma geçebilirsiniz.
Kendince ormanda yaşayan kabileler vardır. Onlardan biri de Jaguar Pençesinin kabilesidir. Bir gün erkekler avlandığı sırada sınırlarından bir kabile geçmek için izin ister. Yeni bir başlangıç aramaktalarmış. Bölgeleri ele geçirilmiş. Bu özellikle Jaguar Pençesi’ni korkutur. Babası korkmamasını ister. Akşam hikayeler söylenir, danslar edilir. Ertesi sabah da bir o kadar korku dolu olacaktır.
Diğer kabileyi ele geçiren kabile Jaguar Pençesi’nin kabilesini de ele geçirir. İnsanları öldürürler, tecavüzler olur, evler yakılır… savaşın her anda kötü olduğunu hissettiğiniz sahneler var.
Jaguar Pençesi hamile eşini ve oğlunu zar zor gizlice bir kuyunun içine iple gönderir. Daha sonra kabilenin eline geçer. Ölmemek için bir sebebi vardır. Ailesini geri dönüp kurtarması gerekmektedir.
Ele geçirilen insanlar insan mezbahası diyebileceğimiz bir alana götürülür. Kadınlar satılmakta, erkekler öldürülmekte kalpleri Tanrı’ya sunulmakta, çok ağır şartlar altında çalışan işçiler… cahiliye dönemini hissettiğimiz sahneler de var.
Birçok ağır yaralar almasına rağmen Jaguar Pençesi kaçmayı başarır ve ailesini kurtarır. Filmin sonunda da gemiyle modern dünyanın insanları gelir.
Filmde ilgimi çeken yerler şu oldu:
Torun isteyen kaynanalar her yerde dert mi gerçekten?😂
İnsanlar cinselliğe tabu olarak bakmıyor. Rahatlıkla çıplak gezebiliyorlar. Zaten giydikleri de her tarafını kapatmıyor.
Kahramanımız gerçekten ağır darbeler aldı. Kalbine ok saplandı, karnından ok geçti sonra oku çıkardı ama yaşıyor. Demek ki ölümcül değilmiş, bir şey diyemiyorum. Bu da filmin nazar boncuğu olsun o halde.
Savaşın, başların kesilme anlarının, adamların kalbinin çıkarılma sahneleri(kalbin şeklini inceledim bir tuhaftı da hadi neyse :)) sansürsüz olduğu için gerçekten hoşuma gitti. Ama savaşın olmasını savunacak bir şey yoktu.
Dikkatimi çeken bir kısım oldu. Bunu detaylı ele almak istiyorum:
Kabileleri ele geçiren kabilenin başındaki adam oğluna kabileyi devretmek istiyor. Zaten diğer kabilelerde de var. Adamın oğlunu Jaguar Pençesi kendini korumak adına öldürmek zorunda kalıyor. Adam oğlunun başına gidiyor ve intikam almak istiyor. Jaguar Pençesi’nin derisini yüzecekmiş, Kıyafet olarak giyecekmiş, Jaguar Pençesi de bunu görecekmiş gözleriyle. Şunu sormak istiyorum. Sen oğlunun ölüm acısını hissettin. Diğer insanlara da aynı acıyı bir sürü kez tattırdın. Bir an sahnede şunu beklemiştim: Demek acı böyleymiş artık kimseyi öldürmeyelim demesini. Çok masumane bir düşünce oldu.
O zaman şöyle bir şey diyebilir miyiz?
Birisi bir yakınımıza zarar verdiğinde iki seçenek çıkar karşımıza:
1.İntikam.
2.Sen de benzer davranışı yapıyorsan bırakma.
İkinci kısmın zor olacağını ama imkansız olmadığını düşünüyorum. İmkanlılık derecesi ne derseniz çok çok az.
Sanırım insanın içinde ilahi adaleti sağlamasını isteyen bir güç var. Melek değiliz hiçbirimiz ve iyi de kötü de var içimizde. Kötü tarafımız ilkini tercih eder her zaman. Ben kötü oldum o da kötü olsun ve ne yaşadığımı hissetsin. Sonra da evet o da kötü oldu şimdi daha iyiyim. İntikamın haz verici ve rahatlatıcı bir tarafı da olabilir.
Yazarken aklıma bir Hint dizisi geldi. Küçükken izliyordum ve intikam üzerineydi. Çok keyif alıyordum. Hikayesi şöyle:
Kıza tecavüz ediliyor, ablası kaza geçiriyor. Abla bir şekilde hayatta kalıyor ama yüz nakli falan oluyor. Baya değişiyor. Kardeşinin intikamını almak için çalışıyor. Mesela bu hikayedeki intikam isteği ile filmdeki intikam isteği aynı mıdır?
Ben diyordum ki konuşarak her sorun halledilebilir. Dayağa karşıydım. Ama sanırım dayak konusunda da esnek düşünmek gerekiyor. Bazı insanlar gerçekten dayakla uslanabiliyor. Belki de onun doğrusu olduğu içindir. İntikam konusunda da karşıydım ama belki de bazı durumlarda gerekebiliyor.
Daha fazla devam etmeyeceğim. Yoksa daha fazla soru çıkar. Ama psikolojide intikam konusunu araştırıp üzerine yazacağım. Siz de düşüncenizi belirtebilirsiniz yorumlara.
Teşekkürler okuduğunuz için.
https://www.youtube.com/watch?v=HUyTPBJI-EI&t=6s